HAMAS’tan bize de hisse düşer mi?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 27 Ağu 2024 0 yorum

Sanırım Terry Eagleton’dı, “Bugünün insanının bilmek diye bir sorunu yok. O, bilmesi gereken hemen her şeyi biliyor. Onun daha çok bilmeye değil, bildiği o kelimeleri yeniden Peygamberi bir edayla dizmeye ve kitleleri ikna edebilecek hâle getirmeye ihtiyacı var.” diyen.

Sanırım haklı; bilmenin bu kadar yüke dönüştüğü, anlamını yitirdiği bir çağın daha önce yaşanıldığını sanmıyorum. Zira bilgi artık açmaktan çok örtüyor, genişletmekten çok daraltıyor, göstermekten çok bulandırıyor. Kitleler adeta usulsüz ve disiplinsiz bir heyelan, bir sel hâlinde üzerlerine gelen bilgi yığınının altında kaldılar. Bu onları felç ediyor, hareketsiz kılıyor.


Devamını Oku »

Yüzyıllık Yanılgı - Bir Önünde Sonsuz Sıfırlar

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 22 Haz 2024 0 yorum

Ali Şeriati’nin bir kitabının ismi idi: “Bir Önünde Sonsuz Sayıda Sıfırlar.….0000000000000001”

Eğer sıfırlar 1’in önüne geliyorlarsa ne kadar çok olurlarsa olsunlar hiçbir değere isabet etmezler. Eğer sıfırlar, 1’in ardında iseler o zaman 1’le birlikte sayıları arttıkça kıymetleri de katlanır. Kitap yanlış hatırlamıyorsam sayıları neredeyse 2 milyarı bulan Müslümanların kendilerine değer katabilecek “BİR”lerinin olmadığından şikâyet ediyordu.

Aksa Tufanı Operasyonun ardından 57 tane oldukları iddia edilen Müslüman toplumların devletlerinin dünya siyaseti üzerindeki ağırlıklarının tam da bu 1’in önündeki sıfırların hükmünde olduğunu gördük.


Devamını Oku »

Kötülüğün Şeffaflığı / Jean Baudrillard (Özet ve Yorum)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 24 May 2024 0 yorum


Hiç bir şeye sahip olmayanın elindeki alınacak.
Matta İncili, 25:29

Jean Baudrillard, Neden Hala Her şey Yok olup Gitmedi, s:1

Acayip bir cümle, anlayabildiğimiz kadarı nasıl anlatalım bilmiyorum.
Eğer Karanlığı bilmiyorsanız AYDINLIĞI bilemezsiniz.
Eğer soğuğu bilmiyorsanız sıcağı da bilemezsiniz
Eğer denizin dışını bilmiyorsanız denizin de farkına varamazsınız
Eğer ŞERRİ bilmiyorsanız, HAYIR da size hiç bir şey ifade etmez.
Eğer Kötülük görmemmişseniz, İYİLİKten de nasibiniz olmaz.
Eğer küfrü bilmiyorsanız İmanı da bilmezsiniz.
Eğer HİÇ'liğe sahip çıkamazsanız herhangi bir şeyi kıymeti de olmaz.
Elinde bir sürü şey olduğu halde farkında olmayanın elindeki her şey alınır.
Yok olmadı, anlatamadım.

***


Devamını Oku »

NATO’cu Medyanın Alan Hâkimiyeti

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 19 Nis 2024 2 yorum

“Havaya fırlatılan taş, konuşabilseydi, kendi arzusu ile yola çıktığını söylerdi”. Spinoza...
Müsaadenizi istirham ederek asıl konuya uzun bir giriş yaparak gelmek istiyorum. Öncelikle çok genel olarak süreci özetleyelim: Malumunuz 7 Ekim Aksa Tufanı Operasyonundan sonra İsraille İran arasındaki gerilim yükseldi. Bunun makul sebepleri var: Bizzat Hamas’ın üst düzey yetkililerinin açıkladıkları gibi[1] neredeyse Hamas’ın tüm silah, askeri bilgi ve lojistik ihtiyacını tedarik eden İran.  İran’ın İsrail’e karşı desteklediği sadece Filistinli örgütler değil; Filistin’in kuzeyindeki Lübnan sınırında konuşlanmış İsrailli işgalcileri bölgeden uzaklaşmaya ve mülteci olmaya zorlayan Hizbullah’ın ve Kızıldeniz’den geçen gemileri “Filistin’deki bombardıman durana kadar vurmaya devam edeceğini” açıklayan ve bunu da elinden geldiğince gerçekleştiren Yemenli Husilerin de ardında İran var.


Devamını Oku »

Tekkeden Kerametler 25: Bu Adamları Anlamıyoruz! Başçı İbrahim Efendi

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 30 Mar 2024 0 yorum

Tekke 25- Bu Adamları Anlamıyoruz! Başçı İbrahim Efendi

Şu, 1400 senedir keşfedilememiş ayetleri keşfetme seanslarından birindeydi.

“Bilirsiniz” deyip önce ayeti okudu. Ardından ayetin içinde geçen kelimelerden birine ne siyakı ne de sibakı ile uyuşan acayip bir mana verdi. Hiç Arapça bilmemesine rağmen bu yöntemle keşfettiği yeni anlamı heyecanla Beyefendi’ye anlatmaya başladı.


Devamını Oku »

Kabalık Devletten Yayılıyor

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 13 Mar 2024 0 yorum


KABALIK Devletten Bulaşıyor

Biz de kaba olan devlettir; Görgüsüzlük, nezaketsizlik hatta gösteriş devletten halka sirayet eder.

Adliyedeyiz. Ufak bir trafik kazası için ifadelerimiz alınacak. Sert adımlarla 35-40’larda biri giriyor içeri. Diğer memurların ciddileşmesinden beklenen kişi olduğu anlaşılıyor. Kendisini bekleyenlere kendini tanıtmaya ihtiyaç hissetmeden doğrudan sorgulama işine girişiyor. Hitabeti, nezaketten ve görgüden hayli uzak. Yaşıtlarına da, babası yaşındakilere de “SEN” diye hitap ediyor. Neredeyse tüm cümleleri emir kipinde: “gel, anlat, yerine dön, yeter, çık dışarı, kes, uzatma”. Biri araya girmek istiyor, -sanki aradığı fırsat buymuş gibi- sesin tonu çıkabileceği en yüksek ve hakaretamiz tona yükseliyor. “RESMEN” ciyak ciyak bağırıyor.   


Devamını Oku »

Komplo Teorileri ve Muhalefetin İmkânsızlığı

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 7 Şub 2024 0 yorum

Komplo kelimesi Türk Dil Sözlüğünde “topluca ve gizlice yürütülen plan” olarak tanımlanıyor. Ancak konu hakkında yazılan yazılara bakınca anlamın bundan ibaret olmadığı da anlaşılıyor. Kabaca bunları kendi kelimelerimle özetlemeye çalışırsam: “Gerçek olmayan ya da hakkında yeterince delil olmayan, içinde sıradan insanların anlayamayacağı özel simgeler ve mesajlar barındırdığı iddia edilen, insanlara düşman olmuş kötüleri ve onların kötü niyetli planlarını ifşa ettiğini iddia eden ve kendi içinde sürekli değişebilen bir mantık örgüsü olan modern zaman mitleri” şeklinde tanımlandığını söylemek mümkün.


Devamını Oku »

Tekkeden Kerametler 24- Kudüs Taburu ve Bursa Mevlevihanesi

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 12 Oca 2024 0 yorum

Beyefendinin âdeti böyle…

Bayram namazını Üftade Camiinin girişinin sol tarafından çok dar bir merdivenle çıkılan yukarı mahfilde kılar. Namazın ardından eş, dost birkaç muhibban ile o küçücük mahfilde halka çevrilip salavatlar eşliğinde bayramlaşılır.

Sonrasında Üftade Hazretlerinin kabri ziyaret edilip kısa bir zikrullah geçilerek eskiden Sa’diyye tarikinin mensuplarının devam ettiği Dondurma Tekkesinin haziresinin önündeki kaldırım taşı döşeli yoldan, diğer hamuşanla[1] (susmuşlar) birlikte Osmanlıyı kuran kadrodan pek çok isim ve onlarla birlikte Bursa’nın hafızasının da yüzlerce yıllık selvi ağaçlarının altında dinlendiği Pınarbaşı Mezarlığı istikametine doğru ağır ağır ilerlenir. Tarihi sur kapısını geçince kıble tarafında kalan mezarlığın kenarından geçen yola bitişik türbede şahidesinde Cünûnîi Ahmet Dede yazan kabrin başında durulur ve eller gökyüzüne açılır.


Devamını Oku »

HAMAS, Keyfimizi Kaçırdı!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 30 Eki 2023 0 yorum

*Bildiğiniz kelimeleri tekrar etmeden konuya giremeyeceğim.

2005 ile 2020 yılları arasında sadece öldürülen Filistinli ÇOCUK sayısı 3 Bin 97, yaralı çocuk sayısı ise on binleri geçmişti. 2015-2020 yılları arasında 7 binden fazla çocuk gözaltına alınmış, içlerinden bazıları 10 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu çocukların büyük çoğunluğu Kudüs’ün işgal altında olan kesimindendi. Çocukları her an yıllarca cezaevine düşme tehdidi altında olan aileler, evlerini ve topraklarını satıp bölgeyi terke zorlanıyordu. İkinci İntifada döneminde İsrail kuvvetlerince yıkılan ev sayısı 27 bin’i geçmişti.[1] Ki sadece Cenin saldırısı sırasında yıkılan ev sayısı 1000’in üzerindeydi.


Devamını Oku »

Tekkeden Kerametler– 23 Kıtmir’den, Rachel Corrie’den Ebu Talip’e

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 12 Ağu 2023 0 yorum

Ey gönül umma vefâ bu dehr-i sitemkârı denîden,
Bir yudum suyu dirîğ eylemiştir evlâd-ı Nebi’den

(Ey Gönül, sakın bir şey umma bu zalim dünyadan
Bir yudum suyu esirgedi Peygamberin bile evlâdından)

Gece Resülullah eve gelmeyince Ebu Talip iyice endişelendi. Olabileceğini tahmin ettiği her yere adam yolladı. Ancak hepsinden olumsuz haber geldi. Gün aydınlanmaya başladığı hâlde hâlâ Muhammed (sav) ortalıkta görünmeyince tüm akrabalarına ve Muhammed’i (sav) sevenlere haber gönderdi: “Herkes silahlansın Muhammed’in (sav) intikamını alacağız.”


Devamını Oku »

Biraz Kadın/Erkek, Biraz 6284 (Tam Metin)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 Tem 2023 1 yorum

Kadın Kocasını Neden Evden Atar?

(Bu yazı Hertaraf Haber sitesinde 3 ğarça halinde yayınlanmıştır)

(Yazının bütünlüğünü sağlayabilmek adına daha önceki yazılarımızda zikrettiğimiz bazı kelimeleri bu yazıda da tekrarlamak zorunda kaldık. Öncelikle önceki yazıları takip edenlerden sabır ve özür diliyorum.)
 
Konuyu biraz takip edenler 6284 no’lu kanun çevresinde ciddi bir tartışmanın olduğunu bilirler. Gerek yürürlüğe girdiği 2012 yılından itibaren var ettiği ve sayıları her gün katlanan mağdurlar, gerek bu yasanın tam uygulanması halinde kadınlara yönelik cinayet ve şiddetin biteceğini ya da en aza ineceğini iddia eden kadın derneklerinin konu üzerindeki hassasiyeti, konuyu gündemden hemen hiç düşürmüyor.

Ancak kanaatimize göre, kanunun suiistimale çok açık olduğunu iddia eden mağdurlar ile kanunun kaldırılmasını isteyenleri “kadını dövme hürriyeti isteyen magandalar” olarak gören kesim arasında körler sağırlar diyaloğu var.


Devamını Oku »

Dinin Ruhu- Geniş Özet

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 24 Haz 2023 3 yorum

Bana sorulsaydı insanı;

"unuttuğunu unutan varlık" diye tarif ederdim. 

İnsan kelimesinin nereden türemiş olduğuna dair kanaatimi ise  - yakınlık arkadaşlık anlamındaki- ÜNS kökü yerine -unutmak anlamındaki- NİSYAN kelimesinden yana kullanırdım. Çünkü insan unutmaması gerekeni UNUTABİLEN bir varlıktır.


Devamını Oku »

Kadını Hangi Erkeğe Muhtaç Etmeyeceğiz?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 Haz 2023 0 yorum

 “Sözüm Var, Hiçbir Kadını Bir Erkeğe Muhtaç Etmeyeceğim”

Hemen hemen her siyasinin dilinden duyulabilecek bir cümleyi duymuştuk seçimin son günlerinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ndan: “Sözüm var, hiç bir kadını bir erkeğe muhtaç etmeyeceğim[1]”.

Bir slogan olarak özellikle hanımefendiler adına çok sempatik duran bu kelimeyi müsaadenizle biraz irdelemek istiyorum. Zira bazı kelimelerin, zihnimize düştükleri anda giyindikleri mana ile onları var eden ortamda yüklendikleri mana aynı şeyi ihtiva etmeyebiliyor. Doğdukları iklim çerçevesinde, onları var eden faktörleri sorgulamadan direk kabul ettiğimizde, onları var eden ancak bizim ilk anda kavrayamadığımız ilişki biçimlerini, değer yargılarını da -onları talep etmiş olmasak da- bünyemize nakletmiş oluruz.    


Devamını Oku »

Yalan! Billahi Yalan.*[1]

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 14 Nis 2023 2 yorum

Daha iyi bir gelecek için umut var edemeyen adaletsiz toplumlarda ortaya çıkan en belirgin şey, kötülüktür.[2]
                                       Papa Francis, Evangelii Gaudium Vaazı

Bildiğiniz meseledir: Eskiler Kur’an’ı Kerim’de[3] Kehf Suresinde geçen Zülkarneyn’in yolculuğunu, yöneticinin sorumluluklarını anlatan bir kıssa olarak görürler. Kıssada Zülkarneyn, bir yolculuğa çıkar. Yolda bazı kavimlerle karşılaşır. Karşılaştığı bir kavim için Allah Teâla(cc) ona, “ister onlara azab et, ister onlara güzellikle davran” der. Zülkarneyn, “onların şer üzerinde gidenlerine azap edeceğim, hayra gidenlerinin de yolunu kolaylaştıracağım” diye cevap verir.


Devamını Oku »

Mümkün Değil!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 19 Mar 2023 0 yorum

Mümkün değil!*

-    Abi, arayacak başka kimsem yok.
Adana’ya kadar gelebildik. Geceyi birçok depremzede ile birlikte Sabancı Camiinde geçirdik. Terminale gitmek istiyoruz. Bize yardımcı olabilecek kimseyi biliyor musun?

On bir kişiler. Karı koca iki çocuk, dede ve nine, belden aşağısı tutmayan sonradan özürlü abi, karısı, çocukları ve iki komşu. Geceyi geçirdikleri Sabancı Camii’nde hayırseverlerin ikramları ile karınlarını doyurmuşlar. Lakin bir taraftan birileri onlara yardım etmek için çırpınırken birileri de depremzedelerin telefonlarını ve cüzdanlarını çalıyormuş.

Aklıma Anamur’da deprem bölgesine giden minibüslerin önünü kesip “Yolunuz uzun. Yedirip içirmeden salmam” diye ikram etmek için çırpınan köylüler, kendisine uzatılan parayı almayıp “Bana ekmek, biraz da su” verin diyen amca; kucağında tuttuğu 2 yaşındaki kızına çorap isteyen ve kendisine verilen 10’lu çorap paketinden 2 tanesini alıp gerisini iade eden delikanlıya karşılık; tek katlı evleri ayakta olduğu halde yardım arabalarının önünü kesip içinde ne varsa yağmalamaya çalışan lüks arabalı köylüler geliyor. 


Devamını Oku »

Küçük Güzeldir ve Yeni Dünya Düzeni

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 16 Ara 2022 0 yorum

Küçük Güzeldir ve Yeni Dünya Düzeni-1

Tüketim Çılgınlığı

En açık gerçekler, en kolay unutulanlardır.

R.H. Tawney 

Amerikan Beyaz Taçlı Serçeleri göç mevsiminde Alaska’dan Meksika Körfezine sadece 7 günde uçarlar ve bu yolculuk boyunca hiç uyumazlar. Bu durumu fark eden Amerika Savunma Bakanlığı başta Wisconsin’in Madison kentinde olmak üzere birkaç üniversite ve araştırma enstitüsünü Pentagon’un finansmanı ile “Bu kuşlardan elde edilecek bilgilerin insanlara nasıl uygulanabileceğini” araştırmaya yönlendirdi.

Ancak serçelerle ilgilenen sadece Amerikan Ordusu değildi; uykusuz Beyaz Taçlı Serçeler sermaye sahibi kapitalistlerin de dikkatini çekmişti.


Devamını Oku »

Yüz Elli Yıldır Sonu Gelmedi!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 8 Kas 2022 0 yorum

150 Yıldır Sonu Gelmedi: 

Yeniden Takrir-i Sükun. (Dezenformasyon Yasası)

Asıl konuya girmeden çok da eski olmayan bir hatırayı hatırlatalım.

CHP’li vekil “iyi de” dedi: “Bizim seçmen için sorun yok. Ya siz bu Sözleşmeyi kendi seçmeninize nasıl anlatacaksınız?”

Muhtemeldir ki, CHP’li vekilin neyi ima ettiğini anlamamıştı birçok Ak Partili vekil.


Devamını Oku »

Yoksa Siz, Devleti Sevmeyenlerden misiniz?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 28 Eyl 2022 0 yorum



Ulus devletlerde vatandaşları iki kategoriye ayırmak pekâlâ mümkündür.
Birinci Grup: “Devleti Sevenler“.
İkinci Grup: “Devleti Sevdiğini İspat Etmesi Gerekenler” yani Şüpheliler.
Birinci gruptakiler “doğal olarak”, doğuştan devleti sevenlerdir. Devleti seviyor olmak, onların kanlarında vardır, kendilerine engel olamazlar. Devleti ne denli sevdiklerini ispat edemezler zira bu sevgi ne yerdedir, ne göktedir ne başı ne de sonu bellidir. Tarifi yoktur. Bu nedenle sevgilerini ispat etmeleri gerekmediği gibi “Devleti Sevdiğini İspat Etmesi Gerekenlerin” yani Şüphelilerin onların devlete olan sevgilerini sorgulama hakları da, hadleri de yoktur.

Devamını Oku »

Çocuk Nasıl Perişan Edilir?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 Tem 2022 5 yorum

 Tezgâhtar, hani şu “Anasının Gözü” denilen tiplerdendi. Tecrübe kazansın diye mağazaya girdikten sonra kendi başına bıraktığım çocuğu avucunun içine alması için birkaç kelimesi yetti. Uzun süredir satamayıp elinde kalmış olduğunu anlamanın büyük bir yetenek gerektirmediği bir ürünü, benzerlerinin 2 katı fiyata bizimkine sessizce pazarlamasını takdir ve hayranlıkla ama sessizce seyrettim. Para ödeme faslına geldiği anda araya girdim ve “Biz bir başka şeye daha bakmak istiyoruz” dedim.


Devamını Oku »

Neden Kadınlar Daha Fazla Boşanıyor[1]?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 27 May 2022 4 yorum

BBC boşanmalarda kadın boşanmalarının erkek boşanmalarına oranla çok daha fazla olmasına dikkat çekerek bir haber yapmış. Habere göre ABD'de 50 eyaletin tamamında herhangi bir neden göstermeden "canım ayrılmak istiyor" diyerek ayrılmak mümkün. Boşanmalardaki bu serbestiyet ve kolaylık kadın boşanmalarını %70'lerin üzerine çıkarmış ancak Üniversite eğitimi almış kadınlarda oran daha da yükselerek %90'ı buluyormuş. Hiçbir sebep göstermeden ayrılmanın yasal hale geldiği İngiltere ve İskoçya’daki boşanmaların da %62’sini kadınlar talep etmiş. Eğer bu rakamlardan tarafların beraberce karar verdiği anlaşmalı boşanmaları da çıkarırsak tek taraflı erkek boşanma rakamları neredeyse YOK hükmüne düşüyor.


Devamını Oku »

Çocuklarımızı Pedofililerden Korumamalı Mıyız?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 23 May 2022 0 yorum

Merve Çakır Gök isimli bir hanım efendi, 19 Mayıs törenlerinde folklor gösterisi yapacak 9 yaşındaki kızına giydirilecek kıyafeti sosyal medyadan, "fahişe kıyafetine benzer bir kıyafet" diye tanımlayıp, protesto etmiş ve çocuğuna bu kıyafeti giydirmeyeceğini duyurmuş.[1]

Bunun üzerine 100'lerce kız, erkek, örtülü, örtüsüz MEDYA EĞİTİLMİŞİNİN hakaretine uğramış. Müsaadenizle birkaç maddede derdimizi anlatmaya çalışalım:


Devamını Oku »

Dergâhtan Kerametler 1- Düşeni Kaldırmak

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 1 Mar 2022 0 yorum

Modernite, insani tüm hallerin, tepkilerin, davranışların, komplimanların, düşüncelerin, kıyafetlerin, evlerin, caddelerin, şehirlerin hatta gülmelerin, ağlamaların tek düze bir zemine indirgendiği çağın ismi. Bu merhametsiz ve maddeye tapan çağ bizi sanki başka bir hayat modeli, başka bir düşünce sistemi, başka bir değerler hiyerarşisi ihtimali mümkün değilmiş gibi alternatifsiz bir zemine mahkûm kılmaya çalışıyor. Hâlbuki bu doğru değil. Başka bir dünya da, başka bir değerler sistemi de mümkün.


Devamını Oku »

AN'ın Aklı Yetmez

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 12 Oca 2022 0 yorum

 An’ın Aklı Yetmez!

İlahiyat fakültesi mezunu dostumuz, bir cemaatte hocalık yapan arkadaşını ziyaret için görev yaptığı öğrenci yurduna gidiyor. Hoca Efendi sohbet esnasında “Üstat, senin ağzın laf yapar. Çocukları toplasam da onlara birkaç kelam etsen” diyor. Bizimki “Tamam” deyince çocuklar toplanıyor. Ama bizim arkadaş dersin başında Hoca efendiye, “Çocuklarla rahat rahat sohbet etmek istiyoruz: Sizden rica etsem bize izin verir misin?” diyor. Hoca Efendi biraz rahatsız olsa da dışarı çıkıyor. Sohbet sırasında bizim arkadaş “Çocukların, kaba hatta fiziksel şiddete varan davranışlardan şikâyetçi olduklarını” fark ediyor.
Sohbetin sonunda Hoca Efendi biraz da tedirgin gelip;
-“Üstat, nasıldı?” diye soruyor.


Devamını Oku »

Yaş, Bu Yaşam Yahu!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 Oca 2022 3 yorum

Uzun zamandır toplumda moda: Karı koca birbirlerine “Hayaatıım” diye sesleniyor.
Hâlbuki Cumhuriyet döneminde Arapça “hayat” kelimesi günlük dilden düşsün diye yerine “yaşam” kelimesi yerleştirilmeye çalışılmıştı. Birçok yerde “yaşam” kelimesi “hayat” kelimesinin yerini almayı başardı ama iş “hayatım” kelimesinin yerini almaya gelince boşluğu dolduramadı.

Kulaklarımız, “Yaşamım” kelimesini garipsiyor, “Yok, olmadı!” diyor. Bunda bir acılık var, yerini bulmadı, “Hayatım” kelimesinin ardına takılıp gelen o hissiyatı vermiyor/veremiyor, diyor.

Hadi biraz Asım Gültekin’cilik oynayalım:


Devamını Oku »

Kalemin Dansı Göstergenin Oyunu – Abdulvehap el Messiri

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 8 Tem 2021 1 yorum


Devamını Oku »

Fakirlerin Anlamadığı*

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 20 Haz 2021 0 yorum

Kapitalizm düz anlamı ile dindir. Ne mütarekeyi ne de selameti tanımadığı için yeryüzünün en vahşi, en acımasız en akıl dışı dinidir.

Walter Benjamin

1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletlerindeki tüm birikimlerin ortalama %33’lük kısmı zenginlik sıralamasında en tepedeki %1’lik ‘süper zengin’ kesime aitti. %9’luk ‘zengin’ kesim ise ABD’deki tüm birikimlerin %27’sini elinde tutuyordu. Geri kalan %90’lık kesim ise kabaca ABD’deki birikimlerin yüzde 40’ını bölüşüyordu.

Devamını Oku »

Çift Yönlü Cinsel Şiddet Kıskacında, Dindar Erkek

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 18 May 2021 2 yorum

Kapıdan girdiğinde yüzü asıktı Ali amcanın. Kendi kendine biri ile tartışıp duruyordu. Ferit amcanın aksine çok uyumlu ve munis bir yapısı vardı. Muhabbet ilerleyince,
“Akşama gelin, yarenlik edelim, mangalda çay demleyim size. Köyde kalıyom, yalnızım
” dedi. “Hayırdır. Teyze gelmiyor mu seninle köye?” dedim. Yumuşayan kaşları, yine çatıldı: “Yok beyaa” dedi, “Ben ona küsüp gidiyom köye”. “Küsme teyzeme! Bu yaştan sonra yalnızlık hiç çekilmez” dedim.

Devamını Oku »

Canım Abim, İnan Mesele O Değil!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 23 Nis 2021 0 yorum

“Tamam” diyor “Sözleşmede eşcinsel atıflar vardı ama bu ülkede kadınlar öldürülmeye devam ediyor.  Sadece eleştirmekle olmaz, çözüm için bir şey söyleyen yok.”
Üstadım farkında değilsiniz ancak henüz neyi tartıştığımızı anlamamışsınız. Bana birkaç kelam için müsaade eder misiniz?
Öncelikle Güzel Ablam, İstanbul Sözleşmesi iptal edildi ancak kadınların erkekleri diledikleri an sokağa atabildikleri ve kadın beyanını esas sayan, “erkeğin uzaklaştırılması için delil aranmaz” diyen 6284 no’lu kanun olduğu gibi duruyor. Aile içi tecavüzü tanımlayan TCK’nın 102/2. Maddesi duruyor. Cinsiyet eşitliğini düzenleyen, bireyi, aileye yeğleyen ve aileyi başsız koyan CEDAW duruyor. Kadına süresiz nafaka meselesi duruyor. Ebeveyn yabancılaştırma meselesinde kadının pozisyonun korunması duruyor. TCK’nın kadına ve çocuğa şiddeti düzenleyen diğer 86, 96, 103, 105, 122, 124,134, 232 no’lu kanunları olduğu gibi duruyor. Bak, genç evliler hala içerde! Yani kadını ve çocuğu şiddetten koruma amacıyla düzenlenmiş yasalarda bir değişiklik yok.

Devamını Oku »

Bu halimizle VAR olsak ne, olmasak ne?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 19 Mar 2021 2 yorum

Ayıbımız FAŞ oldu


Kimsenin ölmeye vakti yok
Toplu ölümler çağında
Hep beraber kokacak ruhu insanın

Mahmut Yavuz

Yaşı 70’i aşmış olan Kadiri Şeyhi Safiyüddin Erhan Bey’e pandemi meselesi gündeme geldiğinde çevresindekiler soruyor: “Efendim, tedbir alacak mısınız?”,Aldık ya!” diyor. “Efendim, ne tedbir aldık?” diye soruyorlar; Biz” diyor, “Hz Resulün hayatına ve Sünnete bakarak tedbir alırız. O bize, günde 5 sefer temizlenmeyi (abdesti), haftada en az 1 sefer guslü, evlere ayakkabı ile girmemeyi, hayvanı ve necaseti eve sokmamayı ve haram lokmayı evlerden uzak tutmayı tavsiye etmiştir. Biz de elimizden geldiğince bunlara riayet eder, sonrası için tevekkül eder, teslim oluruz” der.


Devamını Oku »

Bu bir Kandil yazısı değildir...*

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 1 Mar 2021 1 yorum

Eğer müsaade ederseniz bu konuda bir kaç kelime etmek istiyorum. Derdim bir fikri size kabul ettirmek değil. Bu nedenle “Kandiller var idi, yok idi” diye ayetler ve hadisler getirerek herhangi bir iddiayı ispatlamaya çalışmayı düşünmüyorum. Sadece bu konunun çok daha farklı perspektifleri ve boyutları olabileceğine işaret etmek istiyorum.

1- İmam Gazali Asr Suresinin ilk ayeti olan "Asra (zamana) and olsun ki; İnsanların çoğu hüsrandadırlar" ayetini "İnsanların çoğu vakitlerini-zamanlarını “hüsrana” giden yollarda harcarlar. Hayra tebdil edemez, onun peşinde koşamazlar" diye te'vil ediyor[1].


Devamını Oku »

Byung Chul Han - Psikopolitika / ÖZET

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 30 Oca 2021 2 yorum

Byung Chul Han ağır ağır duvarını ören bir duvar ustası gibi her kitabı ile Modern dünyaya dair eleştirilerine bir tuğla daha ilave ederek duvarını örmeye devam ediyor. Psikopolitikada toplumların artık Foucault’un iddia ettiği gibi biyopolitika ile yönetilmediklerini –buna ihtiyaç kalmadığını-, gelişen teknoloji ile 360 derecelik bir açı kazanan banoptikonlar üzerinden toplumların içten gelen şiddet (nefs, heva, iç güdü, korku, bilinçaltı vs) harekete geçirilerek, dışardan şiddet uygulamaya ihtiyaç kalmadan yönetildiklerini iddia ediyor. Ona göre, toplumların psikolojilerini yönlendiren bu psiko-politikalar ile modern birey artık tüm değerini yitirmiştir.
Kitap Metis Yayınlarında çıkmış ve 89 sayfa. Muhteşem bir tercümesi yoksa da okunamayacak durumda da değil.

Kitabı Kamil Güller özetledi.
Lütfen unutmayın! Hiçbir özet, kitabın yerini tutmaz.


Devamını Oku »

Saygıdeğer Hayrettin Hocam, fetvanız AŞI'dan mı ibaret?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 10 Oca 2021 0 yorum

Yıllar önceydi bir grup arkadaş bir iş keşfetmişlerdi. İşe, bir arkadaş helal olmadığı gerekçesi ile itiraz etti.

Arkadaşlar, çok saygı duyulan bir hocaya mail atarak işin caiz olup olmadığını sordular.
Artık arkadaşlar, fetvayı nasıl sormuşlarsa, nasıl ifade etmişlerse, hocadan "işin yapılabileceğine dair cevaz" niteliği taşıyan bir cevap geldiğini söylediler.
Arkadaş, yine de itiraz etti. Onlar da "Hocadan daha iyi mi bileceksin?" dediler.

Devamını Oku »

Ağır emanet!

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Ara 2020 0 yorum

Ağır Emanet

Biz insanı kurutulmuş çamurdan yarattık.
Hicr 26

 (Yazının baş tarafı “Nari mi Turabi mi?” isimli yazımızdan alınmıştır.)
Sahabe, mü'minlerin göz nuru Hz Resul’e ““Ya Resulüllah, hepimizi seversin, hepimize yanında mevki verirsin lakin Ali bir başka. Nereden gelir Ali’nin kıymeti?”  diye sorar: Hz Peygamber, “Size kötülük edene iyilik edebilir misiniz?” der. “Evet, ya Resulüllah, ederiz!” derler. “O size bir daha kötülük derse?” Bazı gözler ve kafalar öne düşer. Ancak, “Yine iyilik ederiz diyenler” de vardır. Resulüllah, “Ya o, yine kötülük ederse?” der; öne düşmemiş baş kalmaz.


Devamını Oku »

Hz Aişe’nin Yaşı Meselesi- Sanırım Bu Bir Tuzak.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 16 Eki 2020 3 yorum

Vakti zamanında muhafazakâr bir cemaat dergisi, ABD'de birilerinin Kur’an’ı bilgisayara verip müthiş bir keşif yaptığını, Kur'an’ın matematiğe dayalı bir sistemin üzerine oturduğunu keşfettiklerini, bu mucizevi sistem sebebiyle Kur’an’a bir harf eklenip, çıkarılamayacağını haber yapmıştı. O devirde tüm İslamcı basın bu haberi neredeyse manşetten girdi. Konu İslamcı çevrelerde sevinerek ve öğünerek defalarca gündem edildi. O dönemde ne yazık ki, Müslümanların çoğunun aklına, “Kur’an’ın bilgisayara nasıl verildiğini, matematik sistemin nasıl kurulduğunu” anlamayı talep etmek gelmedi. Ya da “bunu bir de biz verelim bilgisayara, bakalım ne çıkacak?” diyemediler.

Devamını Oku »

İtiraz- 4 Sözleşmenin Alternatifi

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 5 Eyl 2020 0 yorum

İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere İtiraz 4*- Sözleşmenin Alternatifini Yazılabilir mi?

“İstanbul Sözleşmesine alternatif metni siz yazın!” diyorlar.
Böyle bir metne bizim yani Müslümanların alternatif metin yazma imkânı yok. Bu mümkün değil! Diyoruz.
Şöyle ki:

Devamını Oku »

İmaj – Kevin Robins (KISA özet)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 14 Ağu 2020 0 yorum
Bu yazı Hertaraf haber sitesinde (https://hertaraf.com/haber-imaj-kevin-robins-derleyen-ahmet-hakan-cakici-4852) yayınlanmıştır.
İmaj – Kevin Robins
Varsayın ki bir oyunun içindesiniz ve oyun boyunca “bir sürü insanı öldürüyor, insan, hayvan ne çıkarsa eziyor, şehirleri bombalıyor, ormanları yakıyor, milyonlarca kuş vuruyor, kumar oynuyor, girilmeyecek yerlere giriyor, cinsel oyunlar oynuyorsunuz.” Bu esnada birisi sorsa: “Neden bu insanları öldürüyorsun, Tanrıya nasıl hesap vereceksin? Senin hiç ahlakın, senin hiç vicdanın yok mu?”

Devamını Oku »

Kevin Robins, Imaj (ÖZET)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 18 Tem 2020 0 yorum


Kevin Robins’in AYRINTI Yayınlarından çıkan IMAJ isimli eseri, tercümesinin zayıflığına rağmen okunmaya değer nitelikte.

Robins, bu eserinde  “insanın ayaklarını yerden kesen ve mutlak bir iktidar duygusu yaratan” imaj teknolojileri üzerine kurulu dünyayı sorguluyor. Ona göre, her şeyden önce ortada “yeni “olan bir şey yoktur. Olan her şey bir önceki ve daha önceki dönemlerden gelen zevklerin, hayallerin, ümitlerin yeniden ambalajlanarak, yeni imajlarla parlatılarak toplumların ayartılmasından” ibarettir. 

Devamını Oku »

İtiraz – 3 - Sözleşmenin Getirirken Götürdükleri.

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 20 Haz 2020 2 yorum
İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere, İtiraz Edenlere, İtiraz -3


İYİnin düşmanı KÖTÜ değildir, İyinin düşmanı DAHA İYİdir. DAHA İYİ’nin düşmanı ise MÜKEMMELdir.

Hiçbir dolandırıcı, sahtekâr “elimizdekini” alırken bize “KÖTÜ”yü vaat etmez. O bize elimizdekinden “DAHA İYİ”sini vaat eder. Biz “DAHA İYİ”nin vaadini duyduğumuzda elimizdeki “İYİ”ye düşman oluruz. Gelecek 100 Bin lirayı duyunca elimizdeki 10 Bin liranın düşmanı olup, onu sahtekâra verdiğimiz gibi.

Şeytan dahi Hz Âdem’i bu yöntemle kandırmıştır. Ona “Mükemmellik” ve “Ölümsüzlüğü” vaat ederek[1] elindeki Cennet’i almıştır. 

Hz Âdem, ölümsüzlük fikrine kapılınca CENNET’inden olmuştur.

Devamını Oku »

Bu sürecin 3 önemli sonucu

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 9 Haz 2020 4 yorum

Bizim kanaatimize içinde bulunduğumuz sürecin 3 önemli sonucu olacak.

1- Yapay zekâ ve otomatizasyon sistemlerinin yaygınlaşmasına direnen Ulus Devletlerin direnci tamamen kırılmış gibi duruyor. Kanaatimizce bu süreç gittikçe yükselen bir ivme ile devam edecek. Bize göre bunun anlamı çok büyük kitlelerin işsizliğe ve sefalet çizgisinin altına savrulacağıdır. Özellikle büyük şehirlerin, çok da uzun olmayan bir süreç sonunda adeta mülteci kamplarına dönüşeceğini düşünüyoruz.


Devamını Oku »

Alternatif Partner/Aile Modelleri[1]

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 6 Haz 2020 2 yorum
Açıklama için **
Nida Dergisi, HAziran 2020 sayısında yayımlanmıştır. 

 “Seküler sosyal ilaçlardaki sıkıntı, uygulandıkça hastayı daha da hasta etmesidir. Batı'da bugün bunu ifade etmek, yani yeni aristokrasilerin bize parlak ve özgürleştirici bir ütopya getirmek şöyle dursun sosyal hastalıklarımızı daha da kötüleştirdiğini söylemek, küfür kabul edilmektedir[2].
Conor Cruise O’Brein


Devamını Oku »

İtiraz 2- GENDER

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 25 May 2020 5 yorum

İtiraz 2- Yüz elli Yıllık Masal: Batının ilmini alacağız, ahlakını değil!

Son yüz elli yıldır Batı karşısında aldığımız ağır yenilginin altından kalkmak ve yenilmişlik kompleksinden kurtulmak için ürettiğimiz ancak hiçbir gerçekliğe tekabül etmediğini bugün fark ettiğimiz bir slogandır; “Batının ilmini almak, ahlakını almamak” . Bu sloganla yol aldığımız 150 yıllık süreçte silah sanayiinde, ekonomide, tahakkümde, eğitimde, bilgi üretiminde Batı ile aramızdaki fark kapanmak yerine gittikçe açıldı. Ve bu bizi “ilmini alamadık, bari ahlakını” alalım şeklinde okunabilecek bir kendinden nefrete, bir harakiriye, kendi kendini yok etme aşamasına getirip bıraktı.   

Devamını Oku »

İtirazlara İtiraz -1

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 17 May 2020 1 yorum

İstanbul Sözleşmesine İtiraz Edenlere, İtiraz Edenlere, İtiraz -1

Sayın Zeki Bayraktar, Ali Aktaş beyefendinin sosyal paylaşımlarından aldığını iddia ettiği kelimelerle İstanbul Sözleşmesine gelen eleştirilere itiraz etmiş: Ali Bey'in Sözleşmeyi tam 3 kez okuduğunu, Sözleşmenin eşcinselliğe sadece 2 yerde atıf yaptığını, 6284 no'lu kanun iptal edilmediği sürece Sözleşmeye itiraz etmenin boş iş olduğunu, 6284 no'lu kanunun ise son derece yerinde olduğunu, toplumun içindeki yozlaşmanın Sözleşmeden bağımsız olduğunu, bu nedenle Sözleşmeyi kaldırmanın bir işe yaramayacağını, Saadet Partisinin İstanbul Sözleşmesine menfi yönde taraf olarak oyuna getirildiğini, bu işleri eleştirenlerin FONlar aldığını, sözleşmeye itirazların bir "propaganda merkezi" tarafından yönlendirildiğini söylemiş ya da ima etmiş.

Devamını Oku »

ŞOK DOKTRiNi - NAOMi KLEiN

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 15 May 2020 2 yorum
Şok Doktrini - Felaket Kapitalizmin Yükselişi , Naomi Klein ...
Naomi Klein, "Şok Doktrini" eserinde Kapitalizmin gücünü ve servetini, "serbest rekabet ortamında, demokrasinin nimetlerinden faydalanarak, ticaretle kazandığı” yalanının üzerindeki örtüyü kaldırıyor. Batı’da biriken servetin kaynağının emek ya da ticaret değil, 400 yıl süren yağmacılığın -daha sofistike yöntemlerle- devam ettirilmesi olduğunu iddia ediyor. Geçmişte olduğu gibi bugün de Güney Amerika'nın, Asya'nın, Afrika'nın servetlerinin kan, baskı, şiddet, talan, soygun ve yerli ulusların yoksullaşması karşılığında Batıya aktarılması süreçlerini inceliyor.

Devamını Oku »

Postmodern Dönemde Kıbleyi Bulmak T.J. Winter

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 2 May 2020 2 yorum
AbdulHakim Murat ya da şehadet getirmeden önceki ismi ile T.J. Winter'ın bu eseri, ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübe ile verilmiş  10 konferansın derlemesi.
Modernite, Postmodernite, Posthümanizm gibi konularda da yetkin bir isim olan Abdulhakim Murad'ın Müslümanların meselelerine hem içeriden hem de dışarıdan bakabilecek bir yeteneğinin olması, 20 sene önce derlenmiş bu eserin kalitesini -ne yazık ki- şu an Türkiye'deki tartışma kalitesinin ilerisine taşıyabiliyor.
Çok büyük bir yenilginin getirdiği hesaplaşmanın Müslümanları köşeye sıkıştırdığı, artık, "İslam, gelecek yüzyılı göremeyecek" iddialarının kolayca seslendirildiği vakitlerde İngiliz olan Abdulhakim Murad'ın yenilmişlik psikolojisi altında ezik bir ruh haline sahip  olmaması, kendine güveni ve bilgi ile beslenmiş, sükunetli tarzı  oldukça kıymetli. Son sözü kendisinden alıntılayalım "Eğer iddialarımıza inanmak için kendimize yeterli güvenimiz varsa, iyimser olmak için de yeterince nedenimiz var demektir."
Makaleleri özetleme lütfunu bize bağışlayan Kamil Güller'e teşekkür ediyorum.



Devamını Oku »

Korona; Virüs mü İnsanlığın Tabutuna Bir Çivi mi?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 29 Nis 2020 7 yorum

İnsan Hakları ya da İnsan Eşitliği, en güçlü insanları hadım ederek süper insanların gelişmesinin önüne geçilebilir, hatta bunlarla Homo Sapiens’in bozulmasına ve soyunun tükenmesine bile neden olabiliriz.”[1]
Noah Harari

“Modern Family, Ailesiz Toplum” makalesini kaleme alırken Yapay Zeka ve otomatizasyon süreçleri ile bir Süper Diktatörlüğe doğru evrileceğimizi, çok kapsamlı insani kısıtlamaların, gözetimlerin, takiplerin, kitlesel işsizliklerin, sefaletlerin gelmekte olduğunu öngörmüştük. Ama hep aklımızda “Egemenler, kitleleri buna nasıl razı edecekler, bu geçişte kitlelerin ayaklanmasını, dünyanın alt üst olmasını nasıl engelleyecekler?” sorusu vardı.

Devamını Oku »

Akışkan Modernite - Geniş Özet

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 13 Mar 2020 0 yorum


       Postmodern dönem insanlık tarihinin mirası tüm katıları (kutsalları, doğruları) eritirken, insana inanacak, güvenecek, tapınacak, savunacak, sarılacak değer bırakmıyor. Eriyen, geçirgenleşen (translaşan) sınırlar ahlaki değerleri, gelenekleri darmadağın ederken, "insan"ı da tarihten çekiyor. Kullanılan eşyaların, işlerin, konutların sürekli değiştiği "kullan-at" mekanında, uzun süreli ilişkiler (aile, dostluk, vatandaşlık vs. gibi) varlıklarını sürdüremiyorlar. Tek seferlik eşyaların dünyası tek seferlik "iş"lerin, tek seferlik "ilişki"lerin dünyasına dönüşüyor. Bu durum insanı "güvensizliğin" endişeli dünyasına gömerken; bencillik, fit vücut ve hayatta kalma çabası tedirgin insanın kutsal teslisi oluyor.
Ulus Devletlerin sonunu getiren; kitleleri, sanayi şehirlerinin istihdam fazlası atıklarına dönüştüren; çok küçük bir azınlığın menfaati için devasa kalabalıkları perişanlığa sürükleyen sürecin önünde "bireyselleşme" tuzağına yakalanmış kitleler duramıyor. 

Zygmunt Bauman üstadın kıymetli eserini Kamil Güller özetlemiş. tavsiye ederim. 

 Ahmet Hakan Çakıcı

Devamını Oku »

Toplumsal ve Cinsel Roller Kırıldığında (Tamamı)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 28 Oca 2020 0 yorum



Hayatlarını sürdürme çabasında olanların başlarına gelebilecek en kötü şey normların olmaması, ya da anomidir? Normlar engelleyici oldukları kadar mümkün kılıcıdırlar; anomi, en saf ve basit haliyle engelleyici bir duruma işaret eder. Normatif kurallar ordusu hayat dediğimiz savaş alanını terk etti mi, geriye sadece şüphe ve korku kalır.”[1]
Zygmund Bauman

Devamını Oku »

ŞİDDETİN TOPOLOJİSİ, Byung Chul Han (Özet)

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 22 Oca 2020 0 yorum

ŞİDDETİN TOPOLOJİSİ

Koreli Byung Chul Han, Almanya’da yaşayıp Berlin Sanat Üniversitesi'nde ara sıra ders veriyor. HAn, okuduğum, bu ve diğer eserlerinden çok faydalandığım, okuyucunun zihnini tokatlayan ve modern dünyanın eteğini kaldırıp ayıbını faş edebilen bir yazar. Modern insanı ve ilişkilerini kıyasıya eleştirdiği bu kitabında, Modern İnsanın artık dışardan gelen şiddetten çok, odağı, modern insanın kendi iç dünyası olan, bir şiddete maruz kaldığını, özgürlük, başarı ve performans putları ile kendini, hiçbir köle tacirine ya da zorbaya ihtiyaç duymadan köleleştirdiğini anlatıyor. Bu dönemde herkes kendini sömüren bir sömürgecidir ve herkes aynı zamanda kendisi tarafından sömürülen bir kurban. Arzu üzerinden ikna edilmiş, performans insanın bundan sonraki durağı “doping insanıdır.” Fail ve kurbanın özdeşleştiği bu yerde çözüm de yoktur. Çünkü  “Ölemeyecek kadar canlı ve yaşayamayacak kadar ölüleri” ne öldürebilir ne de diriltebilirsiniz.

Ahmet H. Çakıcı


Devamını Oku »