“Keşke yok olaydık” demezler “toprak” olaydık derler.
Hz Ali’nin lakabı “Ebu Turab”, toprağın babası.
Önceki Yazı : Batı Zihni ile İslama Bakmak 4- Sahihte Nedir?
“Kur’an anlaşılabilir mi?” Sorusu Modern Zamanlar Müslüman’ı için sorulmaması gereken, kişinin cehaletine ve hatta ahmaklığına işaret eden bir sorudur.
Kur’an’ın her tarafı “Bu kitap açık bir[i]
kitaptır.[ii]”
“Okuyasınız, anlayasınız diye indirilmiştir.[iii]”
“Sizin için kolaylaştırılmıştır.[iv]”
Ayetleri ile dolu iken “Bu kitap anlaşılır mı?” diye sormak onun için anlamsızdır.
Önceki yazıda İslam Topluluklarının odaklarındaki bozulmanın medeniyetleri
ile ilişkilerini bozduğunu anlatmaya çalışmıştık. Kaldığımız yerden devam
edelim.
Modern zamanların Müslümanı kendi medeniyetini, kendi alimlerinden/kaynaklarından öğrenmek yerine kulaklarını müsteşriklere çevirme tuzağına düşünce, kendi medeniyetinin kelimelerini anlayamaz, mantığını kavrayamaz hale geldi.
Bir önceki yazıyı “Sünnet, hadis ve menkıbelerin
doldurduğu alanlar da “Sen boşalt. Onlar doldursun.” metodu ile tahrip edildi.”
diyerek sonlandırmıştık. Oradan devam
edelim.
Modern zamanların Müslümanları, müsteşriklerden
öğrendikleri usul (Batı zihni) ile İslam Medeniyetinin mirasına bakarak geçmiş
dönem Müslümanlarının tecrübe, belge ve bilgilerinden faydalanma şartını
(sahih) o bilginin ispat edilebilirliği veya güvenirliği ile ölçmeyi denediler.
Bakışlarını şüpheye çevirdiler.
Söz,
sahibine ulaşabilirse, senedini getirebilirse “sahih”tir, dediler. ("Sahih"in anlamı için bir sonraki yazıya bakınız.)