Tekke 25- Bu Adamları Anlamıyoruz! Başçı İbrahim Efendi
Şu, 1400 senedir keşfedilememiş ayetleri keşfetme
seanslarından birindeydi.
“Bilirsiniz” deyip önce ayeti okudu. Ardından ayetin içinde geçen kelimelerden birine ne siyakı ne de sibakı ile uyuşan acayip bir mana verdi. Hiç Arapça bilmemesine rağmen bu yöntemle keşfettiği yeni anlamı heyecanla Beyefendi’ye anlatmaya başladı.
KABALIK Devletten Bulaşıyor
Biz de kaba olan devlettir; Görgüsüzlük, nezaketsizlik hatta gösteriş devletten halka sirayet eder.
Adliyedeyiz. Ufak bir trafik kazası için ifadelerimiz alınacak. Sert adımlarla 35-40’larda biri giriyor içeri. Diğer memurların ciddileşmesinden beklenen kişi olduğu anlaşılıyor. Kendisini bekleyenlere kendini tanıtmaya ihtiyaç hissetmeden doğrudan sorgulama işine girişiyor. Hitabeti, nezaketten ve görgüden hayli uzak. Yaşıtlarına da, babası yaşındakilere de “SEN” diye hitap ediyor. Neredeyse tüm cümleleri emir kipinde: “gel, anlat, yerine dön, yeter, çık dışarı, kes, uzatma”. Biri araya girmek istiyor, -sanki aradığı fırsat buymuş gibi- sesin tonu çıkabileceği en yüksek ve hakaretamiz tona yükseliyor. “RESMEN” ciyak ciyak bağırıyor.