Önceki Yazı: Ailesiz Toplum 5- Aileye Ötenazi

Önceki Yazı: Bi Acayip Aileler.
Tüm bu acayip partnerli yeni aile formlarının insan nüfusunu etkileyebilecek yaygınlığa erişebilmesi için öncelikle kadının ve erkeğin birbirlerinden uzaklaşmaları yani ailenin yoldan çekilmesi gerekiyor.
Tüm bu acayip partnerli yeni aile formlarının insan nüfusunu etkileyebilecek yaygınlığa erişebilmesi için öncelikle kadının ve erkeğin birbirlerinden uzaklaşmaları yani ailenin yoldan çekilmesi gerekiyor.
Zehri altın tas içinde sundular
Balı da ona suç ortağı ettiler
Celaleddin-i Rumi
--Geleneksel Ailenin Hayat Damarlarının Kesilmesi - İstanbul Sözleşmesi

"..eğer onları farklı hikayelere razı edebilirsek ..." demişti Wendy Brown.
Müsaadenizle o farklı hikayelere girelim.
2009 Yılında Viyana’da yapılan Avrupa Birliği Aileden Sorumlu Devlet Bakanları toplantısında, dönemin Aileden Sorumlu Devlet Bakanının[1] başını yiyen “Farklı Aile Formları” ibaresi, 2011 yılında İstanbul Sözleşmesi ile kabul edildi.
Iskartaların kendi kendilerine yok olabilmeleri için farklı hikayelere ihtiyaç var demiştik.
3-Alternatif Hikayeler
Peki ne olacak bu kadar işsiz (atık) insan?
Muhtemeldir ki, kitleler bu soruya cevap bulması için
iki mercie dönüp bakacaklar: Birincisi devletler.
MODERN
FAMİLY, AİLESİZ TOPLUM .... YA SONRASI?
Muhammed Turan’a Teşekkürlerimle,
Ariflerden değilim, derdimi kısa yoldan anlatmayı
beceremiyorum, affola.

Araf Suresinden Hz Musa (sav) kıssasını okurken almış olduğumuz notlar olur da birilerinin işine yarar ümidiyle ;
Önceki Yazı: Ya Yaslilik Gelirse? -2
Sayın Murad "Hızla değişen dünyada ailenin, günahların en büyüğü olan bencillikle yıkılmış olmasının yasını tutuyorlar. Kimse feragatte bulunmak istemiyor. Kişisel ÖZGÜRLÜK Putuna boyun eğerek, haklarımız için yaygara koparıp sorumluluklarımızı es geçiyoruz” derken modern hayatın “keyfe”, “hazza” ve “bedene” tapan bir toplum inşa ederek
Sayın Murad "Hızla değişen dünyada ailenin, günahların en büyüğü olan bencillikle yıkılmış olmasının yasını tutuyorlar. Kimse feragatte bulunmak istemiyor. Kişisel ÖZGÜRLÜK Putuna boyun eğerek, haklarımız için yaygara koparıp sorumluluklarımızı es geçiyoruz” derken modern hayatın “keyfe”, “hazza” ve “bedene” tapan bir toplum inşa ederek
İlk Yazı : Cinsel Roller Kırıldığında - 1 (Söz ile Kurulan Bağ, Söz ile Kırılır)
Toplumsal ve cinsel roller; alt tabakaların, zenginlerin para ile aldıkları hizmetleri, birbirlerine sıra ile ikram ettikleri dayanışma formlarıdır.
Devamını Oku »
Toplumsal ve cinsel roller; alt tabakaların, zenginlerin para ile aldıkları hizmetleri, birbirlerine sıra ile ikram ettikleri dayanışma formlarıdır.
Toplumsal/cinsel roller dağıtıldığında doğum
yapacaklar, eğer paraları varsa, gittikleri özel hastanelerde hemşirelerden iyi
hizmet almayı bekleyebilirler. Ne arkadaş ne dost ne de herhangi bir başka
cinsiyetlendirilmiş rol sahibinin kendisine hizmet vermesini ümit edemez. Buna
niyeti olanlar, bunu nasıl yapacaklarını; buna ihtiyaç duyanlar da, nasıl
yardım isteyeceklerini bilemezler.
“Hayatlarını sürdürme çabasında olanların başlarına gelebilecek en kötü şey normların olmaması, ya da anomidir? Normlar engelleyici oldukları kadar mümkün kılıcıdırlar; anomi, en saf ve basit haliyle engelleyici bir duruma işaret eder. Normatif kurallar ordusu hayat dediğimiz savaş alanını terk etti mi, geriye sadece şüphe ve korku kalır.”[1]
Zygmund Bauman
İMKÂNSIZ DEVLET / Wael B.
Hallag
Wael
Hallaq ile Pınar Yayınlarından çıkan İslam
Hukukuna Giriş isimli eseri ile tanışmıştım. Eseri bitirdiğimde ömrünün
büyük bir çoğunluğunu dini eserler okuyarak geçirmiş biri olarak “şeriat”
hakkında öğrendiklerimden şaşırmış biriydim. Özellikle 1750’ler Hindistan’ınında
üretilen Şeriatla, daha önceki dönemin Şeriatının birbirlerinden ayrılması
gerektiği, şeriat ile İngilizlerin pek düşkün olduğu arsa komisyonculuğu
arasındaki mücadele, sömürgeciliğin/kolonyalizmin ekonomik yayılmacılığı ile
şeriat arasındaki kavga, bu kavganın Osmanlı, Mısır, İran, Hindistan ve diğer İslam
ülkelerindeki boyutları, Hindistan yöneticisi İngiliz Valinin şeriatı bir devlet yönetimi için fazla merhametli ve yumuşak bulduğunu "kimseyi öldürmeye izin vermiyor ki" diyerek hayıflandığını, evlilik müessesesi ve onu koruyan şeriat ile
sömürgecilik ilişkilerine dair verdiği bilgiler oldukça ufuk açıcıydı. Bu
nedenle Hallaq’ın bu kitabını elime alırken heyecanlıydım. Sağ olsun, hayal
kırıklığına uğramadım. Hallaq’ın Şeriat üzerine yazmış olduğu “Şhari’a: theory, practice, transformations”
eseri henüz Türkçeye tercüme edilmemiş olsa da, “Modern Devlet” ile “Şeriat Yönetimini”
karşılaştırdığı bu kitabında esere yapılmış olan atıflar, asıl kitabın kıymeti
hakkında ipucu verir nitelikte.
Genel Değerlendirme:
“İnsan Sonrası”, İtalyan felsefeci ve Feminist kuramcı Rosi Braidotti’nin Kolektif Kitap’tan basılan 240 sayfalık eseri.Kitaba girmeden önce "İnsan Sonrası" kavramının, gelişmekte olan teknoloji ile önümüze çıkması muhtemel insan/robot/ bilgisayar karışımı siborglerin dönemini kastetmediğini belirteyim. Kavram bu dönemi kapsıyorsa da, hedefi bu değil. Bu kavramı açıklayabilmek için evvelemirde iki anahtar kavramı ve bu kavramların konu ile ilintisini açıklamak gerektiğini hissediyorum: Andropos ve Vitruvius.
Kara Ütopya roman tarzında yazılan
eserler içinde en çok öne çıkan iki eserden biri, “Cesur
Yeni Dünya”. 1932 yılında ilk kez yayınlanan eser, rakibi George Orwell’in
“1984” romanından 17 sene önce yazılmış olmasına rağmen, özellikle 2000'lerden sonra çok daha popüler hale geldi. Sanırım, buna sebep Huxley’in geleceğe yönelik öngörülerinin
daha isabetli olduğuna dair kanaatin her gün daha fazla kuvvet kazanıyor olması.
Kitap hakkında bir konuşma video : https://www.youtube.com/watch?v=Hpxlw-N1p3g&t=3s
Bu tıkanıklık üzerine daha önce okuduğumuz Alain Touraine, Zygmunt Baumann, Terry Eagleton'un "hiç bir çözüm "önerimiz yok mealindeki cevaplarına karşılık; Hardt ve Negri İmparatorluk kitabında "Kapitalist süreci değiştirmeyiz, bu yüzden mümkün olduğunca yakın durarak onu ehlileştirebilmeliyiz" mealinde bir öneride bulunuluyordu.
Wendy Brown ise çözümü Nietzsche'de buluyor; "Tarihin tıkandığı anlarda Şok Edici Müdahalelerle tarihte yeni kapılar açılabilir. Şok edici müdahale geçmişe/geçmişin getirdiği değerlere (Tanrı'ya ve ahlaka) müdahaledir." Diyor.
Devamını Oku »
Wendy Brown'ın "Tarihten Çıkan Siyaset" kitabı Avrupa'nın (Batı Düşüncesinin , Kapitalizmin, Liberalizmin) saplandığını düşündükleri çıkmazdan kurtuluş arama çabalarına dair yazılmış bir kitap.
Bu tıkanıklık üzerine daha önce okuduğumuz Alain Touraine, Zygmunt Baumann, Terry Eagleton'un "hiç bir çözüm "önerimiz yok mealindeki cevaplarına karşılık; Hardt ve Negri İmparatorluk kitabında "Kapitalist süreci değiştirmeyiz, bu yüzden mümkün olduğunca yakın durarak onu ehlileştirebilmeliyiz" mealinde bir öneride bulunuluyordu.
Wendy Brown ise çözümü Nietzsche'de buluyor; "Tarihin tıkandığı anlarda Şok Edici Müdahalelerle tarihte yeni kapılar açılabilir. Şok edici müdahale geçmişe/geçmişin getirdiği değerlere (Tanrı'ya ve ahlaka) müdahaledir." Diyor.
Batı'lı Muhafazakar aydınların kelimelerin aralarına gizledikleri tehditler, Batılı komünistleri de ikna etmiş sanırım. Tatlı tatlı anlattıkları bizim felaketimiz. "Her şeyinizi yok edeceğiz!" diyorlar ve bunu bir müjde havasında veriyorlar. Bu hanım efendi hiç iyi şeylerden bahsetmiyor.
(Kitabın unum videosu: https://www.youtube.com/watch?v=Z8ZcRU4ZS0o
Daryuş Şayegan'ın çok kıymet verdiğim bu eseri yaşadığı coğrafyayı anlamak isteyenler için bir çok ipucu veriyor.

Kitap 7 bölümden oluşmuş olsa da kitabın büyük kısmını ilk "Nihilizm ve Asya uygarlıklarının tarihi üzerine etkisi" başlıklı bölüm teşkil ediyor. Bizde kitabın ana omurgasını oluşturan bu makaleyi burada özetlemeye çalışacağız. Ümid ederim faydalı olur. Tevfik Aziz Allah'tan.
Daryuş Şayegan'ın çok kıymet verdiğim bu eseri yaşadığı coğrafyayı anlamak isteyenler için bir çok ipucu veriyor.

Kitap 7 bölümden oluşmuş olsa da kitabın büyük kısmını ilk "Nihilizm ve Asya uygarlıklarının tarihi üzerine etkisi" başlıklı bölüm teşkil ediyor. Bizde kitabın ana omurgasını oluşturan bu makaleyi burada özetlemeye çalışacağız. Ümid ederim faydalı olur. Tevfik Aziz Allah'tan.
Küçük hacimli olmasına rağmen oldukça dolu bir
kitap-söyleşi. Daha çok David Lyon’un soruları Zygmunt Bauman’ın cevapları ile
ilerleyen söyleşi zihin açıcı, gıdıklayıcı, rahatsız edici sorular-cevaplarla
ilerliyor. İmkan bulup okuyanların kapısından boş dönmeyecekleri bir eser diye
düşünüyor ve tavsiye ediyorum.
Kitap 7 makaleden oluşuyor. Hemen her bölümden birkaç kelime
alıntılayarak kabaca fikri verebileceğimi umud ediyorum.

Ancak tercümanın, konunun
ağırlığının altında kalması, dönem dönem kitaptan kopması ve uydurukça
saplantısı, kitabın büyük handikabı olmuş. Ne yazık ki; kitaptan kopmadan iki
sayfa okumak mümkün olmuyor. Ama tercümenin elinden kurtulabilmiş,
anlaşılabilir her cümle altın değerinde.

Diğer kişisel gelişim kitapları gibi, Batı Medeniyetinin vahiy kitaplarından biri.
Antonio Negri ve Michael Hardt'ın beraberce hazırladığı bu eser Ayrıntı Yayınlarından çıkmış. İlk baskısını 2001 yılında 400 sayfa olarak yapan eser şu an 8.baskıya ulaşmış.
Kitap, Modernist Ulus-Devletlerin
tarihten çekilme süreçlerini ve onların yerini almakta olan; yazarların,
“İmparatorluk” diye isimlendirdiği yeni bir yönetim ve tahakküm biçimini
tanımlama gayreti içinde. "Vakti okuma" derdi olanların atlamamaları gerektiğini
düşündüğüm ve çok faydalandığım bir eser oldu.

Abdülvahap El Messiri'nin birbirinden kıymetli röportaj ve makalelerinin toplandığı, bu 400 sayfalık eseri, MANA yayınlarınca derlenmiş. Batı Medeniyetine, Orta Dünya hareketlerine, Siyonizm fikrine hakimiyeti ve Batı karşısında aşağılık kompleksine kapılmamış bir Mü’minin samimiyeti, kitabı çok kıymetli yapıyor. Makalelerin farklı tarihlerden alıntılanmış olması, Messiri’nin ve dönemin düşüncelerinin fikri serencamını da takip etmemize imkan veriyor.

Güvenli Olmayan Bir Dünyada
Güvenlik Arayışı
Giriş ya da Zor Bulunan
Cemaate Merhaba:
Her şeyden önce, cemaat
“sıcak” bir ortamdır, keyifli ve rahat bir yerdir......kayıp Cennet ya da umut
edilen cennettir.

Kitabın anlatıldığı videoyu izlemek için https://www.youtube.com/watch?v=dhl25lT7x7g&feature=share adresini ziyaret edebilirsiniz.
Teyzesinin, 17 yaşında intihar etmek için adet dönemini beklemesinden hareket ederek tezini geliştiren Spivak, ince bir kitap boyutuna ulaşan tebliğine çok ciddi sorular ve tespitler sığdırabilmiş.
