Malumunuz;
Birkaç gün önce haber sitelerine Aile Bakanlığı'nın yayınladığı bir genelgenin
haberi düştü.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 2 Mayıs’ta bakanlık bünyesindeki müdürlük
ve daire başkanlıklarına gönderdiği genelgede “Toplumsal Cinsiyet”, “LGBT”, “Cinsel
Yönelim” kavramlarının kullanılmaması isteniyordu[1]. Buna gerekçe olarak bu
kavramların “aile kurumuna ve nesillere zarar vermesi” gösterilmişti.
Muhtemelen bu ideolojiyi toplumlara dayatanların DİLDEKİ oynamalardan bekledikleri tam da budur: Yani toplumsal yapıyı tam kontrol ve bu kontrolün üzerine inşa edilmiş iktidar[2].
Kanaatimize göre toplumsal itiraz ve direnci
KANUNLARLA kontrol ve baskı altına alıp dilde yapılacak değişimlerin toplumu
hızlı veya yavaş bir şekilde dönüştürmesini beklemek bu stratejinin özeti
olarak görülebilir.
2024 yılı TUIK
verilerine bakıldığında Aile Bakanlığının endişelerinin haklı olduğunu
düşünmemek mümkün değildir. Çünkü bu ideolojinin topluma dayatıldığı şu 15-20
senelik süreçte çıkan sonuçlar, Müslüman, muhafazakâr bir toplumda dahi bu stratejinin
ne kadar HIZLI ve etkin olabileceğini ispatladı.
Nitekim Türkiye'nin 71
ilinde doğurganlık hızı, herhangi bir ülkenin nüfusunu koruması için gerekli
olan 2,1 doğum hızının altına hatta birçok şehirde 1,2 gibi oranlara kadar düşmüş
durumda[3]. (2001 yılında Türkiye
ortalaması 2,38 çocuk)
Sadece 7 yıl gibi kısa bir süre önce yani 2017 yılında Türkiye’nin 57 ilinde
doğurganlık hızı 2,1'in altındayken bu rakam 2024 yılında 71 ile çıkarken doğum
oranı 1,5'un altında kalan il sayısı da 4’ten 55'e çıktı.
2017 yılında doğurganlık hızı 3'ün üzerinde olan il sayısı 10 iken 2024 yılında
sadece 1 tek şehir (Urfa) bu oranı geçebildi.
Diğer taraftan ülkede tek yaşayan insan oranı %19,8’e, TUİK’in verdiği tam rakama göre 5 milyon 321 bin 540’a dayandı. Yani her 5 kişiden biri TEK başına yaşıyor bu ülkede.
Her 10 aileden biri de
TEK ebeveynli aile[4].
Yani Bakanlık, Tayyip Beyin “BEKA Sorunu” olarak tanımladığı bu meselenin
üzerine giderken boş endişeler taşımıyor sanırım.
İnsanın hatırına, şu an Bakanlık tarafından yasaklanan bu kelimelerin topluma
yerleştirilmesi için sadece Hükûmet partisine mensup belediyeler de bile
1000'in üzerinde konferans, sempozyum, eğitim çalışması yaptırıldığı gelince
canı sıkılıyor. Konuya en uzakmış gibi görünen Diyanet Teşkilatında bile “Toplumsal
Cinsiyet Eşitliği” adı altında ne çalışmalar yapıldı, neler neler… Hele hele
“Toplumsal Cinsiyet İdeolojisinin” devlet politikası haline getirilip first
leydilerimiz tarafından kadın üzerinden KADAME KADEME topluma yedirilmeye çalışıldığını
hatırlayınca bu ülkede DEVLET AKLI denen şeyin kime hizmet ettiğini, ne işe
yaradığını sorgulamamak elde değil sanırım.
Hatırlar mısınız bilmem, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine tepki gelince, KADEM’de
her sene düzenlenen kongrelerin ismi “Toplumsal Cinsiyet Adaleti” diye
değiştirilip kongrelere devam edilmişti. (Avrupa Birliğinin bu kongrelere bir
kaç bin euroluk fonlar sağladığı iddiası daha önce basına yansımıştı.)
Bu arada (Kendilerinden Allah razı olsun) canhıraş bir çaba ile bu projenin amacının
toplumun EŞCİNSEL AHLAKI ile formatlanması demek olduğunu, sebebin eşcinsel
ilişkilerde çocuk olmaması olduğunu, bu ideolojinin toplumlara insan nüfusunu
azaltmak için dayatılan tuzaklar barındırdığını duyurmaya çalışan Mücahid
Gültekin, Muharrem Balcı ve Sema Maraşlı gibilere, tetikçiler üzerinden nice
hakaretler, köylülüklerinden magandalıklarına, kadın öldürme hakkı istiyorlar
iftirasından, yobazlık ithamlarına kadar bir sürü eziyet edilmişti.
Tamam. Geç de olsa
bunların topluma verdiği hasar anlaşıldı ve bu kelimelerden geri dönüldü. Tebrik
ederim.
Ancak toplumsal ahlaka
verilen zarar ne olacak? Onu nasıl tamir etmeyi düşünüyorsunuz?
Mesela “Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Yayınlarında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” konulu Avrupa’dan burslu sadece 2019-2020 öğretim yılında üniversitelerde 1000’den fazla tez yazdırılıp araştırma yaptırılmış ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine aykırı bulunan “namus, şeref, iffet, hayâ, edep, ar, bakire, kız, kız oğlan kız, hanım, hanımefendi, bayan, delikanlı vs” gibi ahlaka ve erdemlere referans veren kelimeler temizlenmişti. Onlar kitaplara geri iade edilecek mi yoksa yeni nesilleri NAMUS, İFFET, şeref, ar, mahrem gibi kelimeleri duyurmadan büyütme çalışmasına devam edilecek mi?
Alime, tacire, esnafa, devlet büyüklerine Hz Adem’i referans vererek “AHLAK olmadan/Adem yani Adam olmadan iş yapma; ahlak olmadan ilim sahibi olma, Ahlak olmadan Devlet büyüğü olma diyen; her işte Ahlak ve erdem sahibi olmaya, ADAM olmaya, Hz Adem gibi olmaya, dürüst ve namuslu olmaya işaret eden iş ADAMI, Devlet ADAMI, Bilim ADAMI gibi kelimeler geri dönecek mi?
Yoksa yola, şahsiyetsiz, ahlak ve ahlaksızlık arasında bir tercih sunmayan “bilim insanı”, “devlet insanı”, “iş insanı” gibi NÖTR kavramlarla mı devam edilecek?
Ya İstanbul Sözleşmesini ve arkasındaki GENDER/Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ideolojisini referans alan, GENDER dönüşüme direnecekleri baskı ve şiddet ile korkutup sindirme amaçlı çıkarılan dönemin kanunları ne olacak?
- Mesela erkeği evin
her an kapının önüne konulabilecek misafiri konumuna düşürerek YERSİZ YURTSUZ
bırakan, erkekleri evlilikten uzak tutma tehdidi olarak iş gören ve kadının
öngörüsüzlüğüne oynayarak evliliği ilk tartışmada BİTİRMESİ için kadına rüşvet olarak
verilen 6284 no’lu kanun.
- Özellikle ekonomik
gücü yerinde olan erkeklere KESİNLİKLE evlilikten uzak dur diyen; kadınları bir
ömür boyunca kazanamayacakları servetlere bir imza ile eriştirebilen
tazminatları, nafakaları ve erkeği kendi evinden atabilme gücünü kadına veren
kanunlar.
- Danimarka gibi
EVLİLİLİĞİN kalmadığı, doğan neredeyse tüm çocukların babasız dünyaya geldiği
bir ülkenin bile kabullenemediği Aile içi tecavüz meselesi
- Erken yaşta kızla yatıp kaçmak yerine; kızı istetip, düğününü yapıp
evlenenleri ceza evine attığınız kanunlar
- Çocuğu babanın
korumasından çıkaran, kadına -babanın izin almadan hatta haber vermeden- çocuğu
öldürebilme/kürtaj imkânı veren kanun.
- Lanzorote gibi 16
yaşa kadar (bazı ülkelerde 14) kız çocuklarını erotizm ve porno sektöründe
kullanmaya izin veren kanun
- “Kadın kendini küçük düşürecek iftirayı atmaz” gibi absürd ötesi bir
demagojiye dayanarak binlerce yıllık HUKUKUN EN temel ilkesi olan “ispat, iddia
sahibinin sorumluluğudur“ ilkesini yerle bir ettiğiniz “Kadının Beyanı Esastır
ilkesi”. Daha kaç erkeğin onurunun, izzetinin, şerefinin ayaklar altına
alınmasına daha kaç babanın sırf annenin dindiremediği hırslarını dindirmek
için ceza evine düşmesine, daha kaç psikolojisi bozuk ablanın namuslu erkekleri
tehdit aracı olarak kullanılmasına aracılık edecek?
- Ya kendi çocuğuna
bile merhamet etmekten aciz kadınları, “ÇOCUĞUN tek sahibi” sayarak babalara yıllardır
ettiğiniz zulüm.
- Ahından korkmadığınız,
serçe kadar yüreği ile babalarına düşman edilmiş sabiler
Bunlardan GERİ adım atacak mısınız?
Yoksa meseleyi sadece
bu 3 KELİMEDEN ibaret mi sayıyorsunuz?
Eğer konu bu 3 kelimeden ibaret diyorsanız, ben bu meselenin farklı bir açıdan
okunmasını önereceğim okuyucuya.
Önce bir kaç Haberi birleştirelim:
1- Haber: Trump, kadın ve erkek cinsiyetlerini temel kabul edeceğini, GENDER/Toplumsal Cinsiyet ideolojisini reddettiğini açıkladı[5].
2- Pentagon, eşcinsel askerlere verilen cinsiyet problemlerine yönelik sağlık hizmetlerini durdurma kararı aldı. (13 Mayıs 2025) [6]
3- Haber: Trump, 1000 açık kimlikli eşcinselin ordudan atılma emrini verdi ve diğer eşcinsel ordu mensuplarına 1 ay süre vererek “ya istifa edin ya da emeklilik hakkınızı da kaybedin” dedi.[7]
4- Haber: Rusya Dış işleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Toplumsal Cinsiyetçi Politikalara destekleri ile öne çıkmış Alman, Fransız ve İngiliz Başbakanların bir tren vagonunda birlikte kokain çekme görüntüleri yayınladı[8].
Bu haberlerin ardından da eşcinsellikleri ya da eşcinsellere verdikleri destekle öne çıkan Kanada, Yeni Zelanda ve Avustralya Başkanlarının kokain çekerken görüntülerinin piyasaya yayılması havanın Küreselci Toplumsal Cinsiyetçiler için bozduğu anlamına geliyor sanırım.
Kanaatimiz, Küreselcilerin ve onların GENDER ya da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği denen tüm dünyanın eşcinsellik ideolojisi ile formatlanması girişiminin, ABD Ulus Devleti karşısında mücadeleyi kaybediyor olduğunun işaretlerini veren bu haberlere Türkiye'nin KURT politikacılarının bigâne kalmasının mümkün olmadığı yönünde.
Bu haberlerin tek tek yorumlanmasını okuyucunun basiretine bırakarak sorumuzu soralım:
Hükumet gerçekten Batılı Sömürgecilerin aile ve topluma verdiği TAHRİBİ önlemek için mi harekete geçti yoksa Trump'ın temsil ettiği, Küreselcilere karşı önemli mevzi kazanmış ABD ulus devletine bayrak sallayarak "sizin" yanınızdayım demek mi istiyor?
Hükûmet, sömürgecilerle
ters düşmemek ve iktidarını güçlendirmek için “Toplumsal Cinsiyet İdeolojisini”
destekleme kararı aldığı gibi, Trump taraf değiştirince “Ben de sendenim,
beraberiz” mesajı vermeye mi çalışıyor?
Yoksa gerçekten aile
konusunda elini TAŞIN altına koymaya karar mı verdi?
Bizim kanaatimize göre bu sorunun cevabını, hükumetin özellikle 6284 no'lu
kanun karşısındaki tavrı belli edecektir.
Bakalım yakında anlarız
olan biteni, sanırım.
Bizdeki hikmet buna yetti, Doğrusunu Aziz Allah bilir.
Zeyl: Ancak hangisi
olursa olsun sürecin mağdur ettiği binler değil yüzbinler çektikleri ile
kalmaya mahkûm. Kimse onların yaralarına şifa olmayacak.
Verilen AHLAKİ tahribatın giderilip giderilemeyeceği, giderilirse nasıl giderilebileceği ya da gerçekten böyle bir istek var mı?”, sorusunun cevabını ise hep beraber göreceğiz.
Ahmet
Hakan Çakıcı
Zilhicce 1446 / Alanya
[1] https://haber.sol.org.tr/haber/toplumsal-cinsiyet-cinsel-yonelim-lgbt-demek-de-yasaklaniyor-398076
[2] https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3690995
[3] https://www.haber7.com/foto-galeri/91923-baskan-erdogan-savastan-onemli-demisti-o-iller-tehlike-altinda
[4] https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiyede-yalniz-yasayanlarin-sayisi-gecen-yil-5-3-milyonu-asti/3474699
[5] https://time.com/7210389/donald-trump-executive-order-sex-gender-id/
[6] https://www.nbcnews.com/nbc-out/out-politics-and-policy/pentagon-halting-gender-affirming-health-care-transgender-troops-memo-rcna206482
[7] https://www.asabametro.com/u-s-military-to-commence-discharge-of-1000-transgender-service-members-pentagon-confirms/
[8] https://www.sozcu.com.tr/rusya-goruntuleri-yayinladi-avrupa-liderleri-uyusturucu-iciyor-p172977
0 yorum:
Yorum Gönder