*Bildiğiniz kelimeleri tekrar etmeden konuya giremeyeceğim.
2005 ile 2020 yılları arasında sadece öldürülen Filistinli ÇOCUK sayısı 3 Bin 97, yaralı çocuk sayısı ise on binleri geçmişti. 2015-2020 yılları arasında 7 binden fazla çocuk gözaltına alınmış, içlerinden bazıları 10 yıldan fazla hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu çocukların büyük çoğunluğu Kudüs’ün işgal altında olan kesimindendi. Çocukları her an yıllarca cezaevine düşme tehdidi altında olan aileler, evlerini ve topraklarını satıp bölgeyi terke zorlanıyordu. İkinci İntifada döneminde İsrail kuvvetlerince yıkılan ev sayısı 27 bin’i geçmişti.[1] Ki sadece Cenin saldırısı sırasında yıkılan ev sayısı 1000’in üzerindeydi.2023
yılının başından beri İsrail güçlerinin şehit ettiği Filistinli sayısı 172, yaralı
sayısı 7 bin 372. (Son bir ay hariç) Ve sadece son 8 ay içinde Filistinlilere
ait 780 ev ile 22 okul[2] yıkıldı.
BM raporuna göre İsrail 2015-2022 yılları arasında 7 yılda tam 9 bin çocuğun direk ya da dolaylı ölümünden sorumlu. İsrail, bunu tamamen UMURSAMAZ biçimde “savaşın bedeli bu”[3] diyerek geçiştirdi.[4] Geri kalan kimsenin de umurunda olmadı. Kimse “İsrail bu insanları, bu kadınları, bu yaşlıları, bu çocukları nasıl katleder” diye de hesap sormadı.
Herşey hepimizin gözleri önünde oldu. ABD’nin, Rusya’nın, BM’nin, Türkiye’nin, Arapların ve geri kalan tüm dünyanın gözleri önünde 75 yıllık FİLİSTİN oyununun neticesi alınmış, sonuna gelmiştik.
Filisitinlilerin
öldürülmesine kamuoyu duyarsızlaştırılmış, yenilgi kabul edilmiş, hiçbir şey
yapılamayacağı Müslüman kamuoyunun kanına ve beynine işlenmiş, hissizleştirilmişti.
İsrail, adım adım devlet destekli yerleşimci terörü üzerinden Filistinlilerin elinde
kalan son toprak kırıntılarını işgal ediyor, kendi iç kamuoyunu yönlendirmek
için dilediği an dilediği gibi HERHANGİ BİR SEBEBE ihtiyaç duymadan
Filistinlere operasyon düzenleyebiliyor, kan dökebiliyordu. Her geçen gün
Filistinliler biraz daha dar bir alana hapsedilerek yaşama imkânları ellerinden
alınıyor, Filistin’i terk edip gitmeye zorlanıyorlardı.
Hatta
İsrail, Türkiye ve Azerbaycan arasında ittifak kuruluyor Ermenistan’a karşı
ortak operasyon bile yapılabiliyordu.
İsrail
o kadar rahatlamış ve kendine güvenir hale gelmişti ki, İran’ın içlerinde işlediği/işlettiği
cinayetleri ve operasyonları açıkça kabul ediyor, Suriye hava sahasını dilediği
gibi kullanıp nokta operasyonlarla askeri ya da sivil insanları öldürebiliyordu.
Düşünün, Aksa Tufanı Operasyonundan sadece 2 gün önce Suriye’de bir askeri okulun mezuniyet
törenine SİHA ile yapılan saldırıda 100’den fazla sivil ve askeri personel
öldürüldü. Bu operasyonu kimin yapabileceğini herkes biliyordu ancak kimse
adını anmak istemedi. Sanırım dokunulmazlığı olan bu ülkenin ismini anıp tadımızı kaçırmayalım diye düşündüler. Böylece
100’den fazla insan ölmesine ve yaralanmasına rağmen olay dünya gündemine giremedi.
(Önemli insanlar-önemsiz insanlar meselesi.)
Kimimiz
hala inanamıyor; “Bunu düzenlese düzenlese MOSSAD düzenlemiştir!” diyor. Bilinçaltımızı
kodlayanlar “ONLARIN her şeyi kontrol ettikleri algısını” da zihnimize
kodlamışlar! “MOSSAD yenilmez, hata
yapmaz, her şeye kadir, her şeyi bilir! Bu plan olsa olsa Netanyahu’nun
kafasının altından çıkmıştır!” dememiz de sanırım ondan.
Hatırlatmakta
fayda var: Bizim gibi EZİK ve zihinsel olarak yenilmiş topluluklar müjdeli
haberlerden huzursuz olurlar. İç güdüleri, “Efendileri” kızarsa onlara kötü
şeyler olacağını haber verdiğinden EFENDİLERİ huzur bulmadıkça onlar da huzur
bulamazlar.
Tam 75 yıldır İSRAİL Filistinliler nezdinde aslında bizi döver ve biz
kamuoyunun karşısına çıkıp “Ama
acımadı ki, acımadı ki!” “Biz kazandık, çünkü İsrail bizi çok daha fazla
dövmeyi düşünüyordu, istediği kadar dövemedi!” “Tamam bizden çok şehit var ama
biz de acaip Kahrolsun İsrail sloganı
attık, onlara beddua ettik!” gibi züğürt tesellileri ile avunmaya çalışıyoruz.
İlk kez, sonsuza kadar bizi diledikleri gibi
öldüremeyeceklerine, diledikleri gibi nesillerimizi yok edemeyeceklerine,
evlerimizi yıkıp yerle bir edemeyeceklerine, arsalarımıza tarlalarımıza el
koyamayacaklarına, çocuklarımızın ömürlerini ceza evlerinde tüketemeyeceklerine
dair bir itirazımız oldu.
Kendi
adıma ve çocuklarım adına teşekkür ediyorum.
Çocuklarımın
adına da… Zira yeni nesiller sürekli YENİK ve ACZ içinde zırlayan tipleri kendileri
için örnek görüp, rehber bilip, lider tayin edip taklit etmezler. Onların boş
laf ebelerine değil kahramanlara ve kahramanlık masallarına ihtiyaçları vardır.
Onlara, İzzet ve Şerefle, Gür Sesle “Ölmedik, buradayız!” dedirttiler.
Var olsunlar.
Ancak sanırım bu hikaye bundan ibaret değil.
Olayın farklı yönlerine dair birkaç notu girmek istiyorum:
1- Ukrayna Ya Da Mini Dünya Savaşı:
İsrail’in de altını çizdiği herkesin bildiği sır[7]; Hamas’a
silahları, füzeleri, lojistik ve stratejik desteği verenin İran olabileceği. (Malumunuz
Türkiye ve Arap ülkeleri Filistin’e çocuk bezi, makarna, bulaşık süngeri vs. verebilir
lakin tek bir kurşun ya da füze veremez.) Ki Batılı medyanın da kanaati bu
yönde.[8]
Ancak
bizim kanaatimize göre; buna rağmen İRAN’ın sahip olduğu güç, böylesi geniş
çaplı ve İSRAİL’İn kalbine saplanan bir operasyona müsaade etmez.
Muhtemelen
şu andaki konjüktürün verdiği bir imkân bu.
Bildiğiniz
gibi Ukrayna’da bir tarafta Çin’in finansmanında Rusya, Belarus, Türki halklar ve Çeçenlerin, diğer
tarafta ABD’nin başını çektiği İngiltere, Almanya, Fransa gibi NATO ülkelerinin
olduğu mini bir Dünya Savaşı var. Bu mini Dünya savaşının büyümesi ve dünyaya
yayılması ilk andan itibaren herkesin korkulu kâbusu. Savaş Batı için, Rusya’nın
Kırım’dan çıkarılamayacağı belli olduktan sonra yenilgiye dönüşmüş ancak
çatışma uzatılarak Rusya’nın ekonomik olarak çökertilmesi hedefine evrilmişti.
Gördüğümüz
kadarı ile Rusya ve ÇiN’in en azından susarak destek verdikleri İsrail-Filistin
savaşı daha önce Rusya’nın desteği ile Yemen’de ABD adına sahaya sürülen SUUD’la
savaşan İran’ın, Rusya ve Çin adına ABD’ye açtığı 2. Cephe olarak
düşünülebilir. ABD’nin daha ilk anda bu savaşa 4,5 milyar dolar ayırdığını,
savaş gemilerini ve uçaklarını bölgeye gönderdiğini ve savaş için yeterli
mühimmat yedeği bulundurduğunu açıklaması pekâlâ bu minvalde okunabilir[9]. Nitekim, Rusya
ve Çin operasyonların başından beri sessizliklerini korumakta ya da “ortaya karışık”
babında renksiz açıklamalar yapmaktalar.
Bu
anlamda bu operasyon Ukrayna Savaşını genel bir dünya savaşına dönüştürme
potansiyeline sahip.
2- Ticaret Yolları Savaşı
Bu da
Küresel Yahudi Lobisine rağmen Çin ve Rusya’nın sessizliğini hatta Rusya’nın
BM’de Filistinlilere vermiş olduğu desteği açıklayan bir başka nokta.
(Gördüğümüz
kadarı ile Amerikan ve diğer Batılı diplomatların çok zayıf bir nesle denk
gelmesi, Rus ve İranlı diplomatlar karşısındaki zayıflıkları sahaya da
yansıyor.)
3- Gazze GAZI
Gazze’den
çıkarılması düşünülen gaz, İsrail’le yapılan tüm anlaşmaları iptal ederek
Türkiye ile anlaşmaya oturmak isteyen Mursi’nin sonu ile ilgili anlatılan
hikayelerin belki de en etkilisiydi. Nitekim Türkiye’den kaldırılan Mavi
Marmara Gemisi eğer hedefine ulaşmış olsaydı Gazze bağımsız bir devlet olarak
tanınacak, Türkiye’de onun garantörü olarak GAZZE gazının en önemli oyuncularından
biri hâline gelebilecekti. Ama olmadı.
Gazze’nin
bir devlet olarak tanınmaması ile Gazze’deki gaza el koyan İsrail’in gazı
Avrupa’ya götürebilmek için, Türkiye’nin muhalefeti nedeniyle bir türlü Kıbrıs
Rum Kesimi ile oyunu kuramaması ve
projenin çok yüksek maliyetli olması İsrail’i Türkiye mahkûm etti. Türk ve İsrail
Cumhurbaşkanlarının ABD’de bir araya gelmelerinden sonra, önce Netanyahu’nun
Türkiye’yi ziyaret edeceği ardından Tayyip Bey’in İsrail’e gideceği kamuoyuna
açıklanmıştı. İstanbul’a gelen HAMAS liderlerinden Musa Ebu Merzuk’un hem Türk
hem İsrail başkanlarına “O gaz, bizim
gazımız” diye ikazda bulunmuş olması sanırım bir araya gelmelerin amacı
hakkında fikir verir mahiyette.
Nitekim
Türkiye FİLİSTİN’E açık destek vermeyerek “arabululuculuk” adına suya sabuna
dokunmaz ifadeleri tercih etti. Bu da İsrail büyük elçisi tarafından oldukça
olumlu görüldü ve “Sürecin ilişkilerin
geldiği boyuta zarar vermemesini diliyorum.” tepkisi ile karşılandı. [10]
Ancak
HAMAS’ın operasyonundan sonra “zorbanın
küçük çocuğa tokat atıp elindeki şekeri alması” gibi Filistinlere iki füze atıp
ellerindekini almanın, onları oyun dışına atıp gaza çökmenin kolay olmayacağı
anlaşıldı.
4- FİLİSTİN Davası ÖLMEDİ
HAMAS’ın
yaptığı bu operasyonlar zihinlerde bitirildiği düşünülen FİLİSTİN Davasının
bitmediğini bize hatırlattı. Hatta güçlü bir körükle üflenmiş gibi alttaki közler yeniden
alev aldı. Bitmiş, ölmüş unutulmaya ve yalnızlığa mahkûm edilmiş bir FİLİSTİN
davasında İSRAİL dostluğu Batı Güdümlü yerli/yersiz Müslüman toplum yöneticileri
için kolay bir seçenekken, FİLİSTİN davası diriyken İsrail DOSTLUĞU yapmak Müslüman
toplum yöneticileri için hiç de kolay olmayacaktır. Bu anlamda şu ana kadar
İsrail ve muhibbilerinin var ettiği, emek emek büyüttüğü herkesin İsrail’in
peşinde koşturduğu ortam darmadağın olmuş, belki de milyarlarca dolar çöpe
gitmiştir.
(Nitekim
biz daha yazıyı bitirmeden Suudi Arabistan normalleşme sürecini iptal ettiğini
duyurdu.[11]
)
5- İsrail’in Psikolojik
Üstünlüğünün Sonu
Yıllardır
İsrail’in sahip olduğu sadece ekonomik, lojistik ve silah üstünlüğü değil
psikolojik üstünlüğünün de altında kalıp ezilen Filistin Halkı ve onları
destekleyen kesim ilk kez kendi kabuklarının dışına çıkıp çatışmayı kendi
bağırlarında yani Filistin’de kabul etmek yerine İSRAİL’in topraklarına
taşıyabilme gücünü ve CESARETİNİ kendilerinde bulabildiler. Bu şu ana kadar
“BEN bulaşırsam sorun çıkar, Ben istemezsem HAREKET olmaz” psikolojisindeki
İsrail için çok büyük bir sıkıntının işareti. Zira artık canı istediği zaman
huzuru kaldırma, canı istediği zaman geri getirme GÜCÜNÜ yitirmiş oldu. Artık
Filistinliler de İsrail’in yöneticilerine diledikleri zaman -bu beklenmeyen bir
an olacağından HER ZAMANA dönüşecektir- huzursuzluk getirebileceklerini
göstermiş oldular.
Bu zaten 3. Dünya ülkelerinin Yahudilerinin, ABD’ye ve diğer Batılı ülkelere vize almak için yıllarca bekletildikleri “Bekleme Noktası” olan İsrail Devletini kendi halkı için çok daha güvensiz bir devlet konumuna düşürecektir.
6- Gençlerin KAHRAMAN ihtiyacı
Sürekli
yenilgi ve mızıldanma hâlinde olmanın getirdiği psikolojik yorgunluktan
Müslüman toplumların ve gençliğin kurtulması, ÜMİT veren kahramanlık hikayeleri
ile yeniden heyecanlanmaları, belki de Müslüman dünya için ise en büyük kazanç
olabilir.
7- Üstün İnsanlar- Alçak
İnsanlar
Hepsi ufacık bir haber olup geçip gittiler. Kimsenin umurunda olmadılar.
İsrail’de
öldürülenler için dünyanın AYAĞA kalkması Batılı, Beyaz, Judo Grek azınlığın
dünyanın ÖNEMLİ insanları olduğu, bizlerin ÖNEMSİZ çoğunluk içinde kaldığımız
sürecin devamına işaret ediyor sanırım.
8- BOT Hesaplar da Kaybetmek
Daha
ilk günün, ilk saatlerinden itibaren İsrail Destekli BOT hesapların çok hızlı
bir şekilde devreye girmesi, Müslüman libası giymiş dönmemiş Yahudilerin onlara
verdiği destek, savaşın sadece Filistin’de olmadığı bütün dünya sekenesinde özellikle
elektronik ortamda da sürdürüldüğünü gösteriyordu.
Ne yazık ki, Müslümanlar sahada muzaffer olsalar da, üzerlerinden atamadıkları
tarihi rahatsızlıkları nedeniyle masa başı bilgisayarlarda, sanal ortam ve
MEDYA’da hem psikolojik hem de atış üstünlüğü olarak kaybetmiş gibi
görünüyorlar.
9-İzzet Yitimi, Ruhlara Sinmiş
Korkaklık
Operasyona çıkan HAMAS’ın askeri kanadı İzzettin El Kassam Tugaylarının mensupları; annelerini babalarını, hanımlarını, çocuklarını, evlerini, mallarını, mülklerini, sevdikleri ne varsa her şeyi GAZZE’nin içinde bırakarak operasyona çıktılar. Ki pek çoğu geri dönme ihtimali olmadığını da bilerek yani en sevdiklerini, CANLARINI da terk ederek, dedelerimizin ifadesi ile “serden geçerek” operasyona çıktılar. Ne annelerinin, ne babalarının, ne çocuklarının GAZZEDEN kaçamayacağını ve İsrail’in korkunç ve zalimce bir intikam için geleceğini bilerek.
Ama
onlar değil, onların geride kalan anaları, babaları, zevceleri, çocukları DEĞİL,
BİZLER korkudan ölüyoruz!
“Ya İsrail
gelince, ya İsrail intikam almaya kalkınca ne olacak?” dı!
Köleler
İZZETİ ve şerefi taşıyabilecek bir ruh hâline sahip değillerdir.
Dünya sevgisi, mal sevgisi, can sevgisi köleliği, şahsiyetsiz ve onursuz bir
hayatı sevdirirmiş insana.
Ya işte, HAMAS keyfimizi kaçırdı. Hem de çok!
Bizdeki hikmet buna yetti, doğrusunu
Allah bilir.
Ahmet Hakan Çakıcı
Rebiülevvel /1445
* (* Bu yazı 10/10/2023 tarihinde Hertaraf Haber Sitesinde yayınlanmıştır. https://www.blogger.com/blog/post/edit/5368074005552030874/4915554078409705337?hl=tr# )
[1] chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.insamer.com/tr/uploads/pdf/kitap-aksa-intifadasi-bir-halk-ayaklanmasinin-muhasebesi.pdf
[2] https://bianet.org/haber/bm-israil-ordusu-bu-yil-172-filistinliyi-oldurdu-283318
[3] https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/oldurulen-filistinli-cocuklar-israil-basini-mansetlerinde-savasin-bedeli-bu-6453446/
[4] https://artigercek.com/amp/dunya/2023un-basindan-bu-yana-200den-fazla-filistinli-olduruldu-israil-gucleri-7-yilda-268024h
[5] https://tr.euronews.com/2023/09/11/unesco-toplantisi-israilli-bir-heyet-ilk-kez-suudi-arabistani-ziyaret-etti
https://www.voaturkce.com/a/erdogan-netanyahu-ziyaretinin-ardindan-israil-gidecek/7278158.html#:~:text=Erdoğan%2C%20geçen%20yıl%20da%20İsrail,ardından%20İsrail%27e%20gideceğini%20söyledi.
[6] https://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-israile-destek-amaciyla-savas-gemileri-ve-ucaklari-gonderiyor-801697.html
[7] https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-hamas-irandan-aldigi-talimat-ve-destekle-saldiri-baslatti/3010672
[8] https://tr.euronews.com/2023/10/09/wsj-hamasin-israil-saldirisina-iran-devrim-muhafizlari-ordusu-yardim-etti-ve-yesil-isik-ya
[9] https://www.trthaber.com/haber/dunya/abd-israile-destek-amaciyla-savas-gemileri-ve-ucaklari-gonderiyor-801697.html
[10] https://t24.com.tr/haber/israil-turkiye-buyukelcisi-lillian-cumhurbaskani-erdogan-ve-turk-siyasetcilerin-yaptigi-bazi-aciklamalari-cok-destek-verici-bulduk-bazilari-ise-bizi-sasirtti,1133656
[11] Suudi
Arabistan, işgalci İsrail ile normalleşme sürecini iptal etti - Baran Dergisi -
Baran-Haber-Görüş
0 yorum:
Yorum Gönder