Allah neyim olur? 4 Nedir Seni Korkutan ?

Yazar : Ahmet H. Çakıcı Tarih : 24 Oca 2012 0 yorum
Nedir seni korkutan?
Bu hafta üzerinde düşünmeye çalıştığımız kelimesi  “euzu”  oldu. (Cengiz Numanoğlu beyefendiye  teşekkür ederim.)
Kelimenin sözlük anlamı “sığınmak” imiş. Demek ki “euzu billahi..”diyen kişi “Allah’ım sana sığınıyorum..” diyerek bir cümleye başlıyormuş. Soruyu buradan üretmeye çalıştık.
“Sığınırım sana ya Rabbi”  deyince duralım  ve Rabbimiz olan Allah bize desin “Buyur efendi, nedir seni ürküten  seni korkutan, endişeye sevk eden, huzursuz eden.” Dedik.
Öyle değil  mi? Birisi ben sana sığınıyorum derse sığınılan “Nedir derdin?” demez mi? Elbette der. Diye düşündük. 
Rabbin talebimize karşılık sorduğu soruya  cevabımız nedir? Nedir bizi ürküten,  endişelendiren, korkutan, canımızı sıkan?
Nas ve Felak sureleri de sığınma talebi ile başlıyor.  “Kul euzü bi Rabbi …” deki “Sığınırım Rabbine insanların, alemlerin….”
Yine genel bir yoklama yaptık beraberce. Yine cevaplar aldık birbirimizden. “Euzü billahimi…” derken  Rabbimizden talep ettiğimiz sığınmanın ne olduğunu anlamaya çalıştık.
Genel olarak cevaplar şöyle sıralanabilir.
Rabbim; başıma gelebilecek bela ve musibetlerden,
Rabbim;  trafik kazasından/kaza yapmaktan,
Rabbim;  kanser/hasta olmaktan,
Rabbim;  çocuklarımın/sevdiklerimin başına bir şey gelmesinden,
Rabbim;  evime hırsız girmesinden,
Rabbim;  evimin yanmasından,
Rabbim;  borca girmekten
Rabbim;  başkalarına muhtaç olmaktan sana sığınıyorum.
Genel olarak bahsi geçenlerden hatırlaya bildiklerim bunlar.
Burada durup Malik Bin Nebi’nin “Düşünceler”  ismi ile tercüme edilen kitabındaki makalelerden/konuşmalardan birinin konusu olan bir tespite atıfta bulunmak istiyorum. Üstad medeni topluluklar ile medeniyeti kaybetmiş ya da henüz medeniyeti inşa edememiş toplulukları değerlendirirken bu iki grup arasındaki farklardan birinin medeniyet sahibi toplulukların amellerinin fikir/fıkh/tefekkür eksenli olduğu, medeniyetini inşa edememiş toplulukların ise eşya/madde eksenli olduğunu söylüyordu. En azından ben böyle anladım.
Arkadaşlardan sorumuza aldığımız cevapların üzerine düşününce kelimenin devamı olan “kovulmuş/ümidini kesmiş Şeytanın şerrinin” de bunlar olduğunu düşünmek zorunda kaldığımızı fark ettik. Bu pek makul bir fikir değildi.  Bizim evlerimizi yakan, çocuklarımızı ateşlendirip öksürten, arabalarımızı çarpan, paralarımızı çalan, bizi kanser, basur, damar hastası eden Şeytan'dır, dememiz gerekiyor ki; bu çok da akıllıca bir cümle değildi.
O zaman “euzu besmele”yi (Allah’ın ismine sığınmayı) ilk söyleyen ya da söylememizi tavsiye edenin muradı “yolda Şeytan bizi arabanın önüne itmesin diye Allah’a sığınmak” olmaması lazım görüşüne vardık.  
Yukarıda sayılan endişelerin tamamı eşya üzerinden sığınma talebi. Halbuki bunu ilk söyleyeni endişelendiren başka şeylerdir diye düşünüyorum.
Şöyle bir şey olabilir mi acep: “Rabbim gün içinde karşılaştığım, sohbet ettiğim, muhatap olmak zorunda kaldığım, tanıştığım, konuştuğum adem oğullarının içinde edepsizi var, hayasızı, merhametsizi var,  Şeytanı rol model edinmiş olanı var, Şeytanın askeri olan var, Şeytanın hizbinden olan var, bizzat Şeytanlaşmış olanları var. Rabbim bunlardan gelebilecek şerden sana sığınırım.
Hayır! Rabbim Hayır! Dövmelerinden sövmelerinden değil Rabbim.
Merhametimi çalmalarından, edebimi çalmalarından, hayamı çalmalarından sana sığınırım. İnsanlığımı koruyabilmek için sana ihtiyacım var. Senin esirgemen olmazsa senin merhametin olmazsa şeytanın arkadaşları bende ne iman ne ahiret bırakırlar. Ahiretimi çalmalarına, imanımı çalmalarına izin verme Rabbim.
Geliyor biri şu ihtiyacım, bu ihtiyacım var diyor. Becerebilirsem görüyorum ihtiyacını. Şeytan birini yolluyor ardından. Seni kandırdı, aldattı. Verdiklerine ihtiyacı yoktu onun diyor. Taş kesiyor kalbim. Aldatılmanın öfkesi sarıyor bedeni. Rabbim,  sana sığınıyorum. Merhametimi / insanlığımı çalmasın bu aldatanlar diyorum.
Soruyu hatırlatalım. Biz nelerden sığınırız Rabbimize? Biz nelerden ürkeriz? Nedir korkutan bizi ? Nedir talebimiz Allahtan?
Bu haftada bu soruyu taşıyalım zihnimizde istedik.  
Allah yar ve yardımcınız olsun.
Ahmet H. Çakıcı   25/01/2012  ALANYA 

Bu yazımı arkadaşlarınızla paylaşın

0 yorum:

Yorum Gönder